O para avukat masrafıydı!
Böyle huylarım yoktu. Yaşlanıyorum galiba. Satırlarımı mülk ediniyorum. Tuhaf. Tabii bilen bilir; bu sütun, başka gazetelerdekiler de dahil, değindiği her haberde muhabirin imzasına atıf yapan ve saygı, sevgi ile selam gönderen bir köşedir. Kendisine ise pek düşkün değildir. Bundan 14-15 yıl önce Milliyet Genel Yayın Yönetmeni iken, o pozisyonda olduğum için zaten günlük yazı yazmazdım da (bunun ciddi ilkesel sebebi vardır!), bizzat (mecburen) kendim bulduğum, yazdığım "haberler" de de, adımı değil, "Haber Merkezi" imzasını kullanırdım. Oysa şimdi bazı şeyler hatırlatmak istiyorum. Emekten de ziyade, "doğal gazeteci refleksi" ne dair şeyler.
Dink suikastı 19 Ocak'ta olmuş, Samast 20 Ocak'ta yakalanmış, Hayal ise 21 Ocak'ta gözaltına alınıp İstanbul'a getirilmişti. O gün Hayal' in geçmişindeki en önemli vaka "McDonald's bombası"ydı. 22 Ocak'ta Trabzon'da birkaç yere telefon edip şu sorunun cevabını aradım: "Avukat masrafını kim ödemişti?"
Aşağıdaki üç madde, ta 23 Ocak tarihli Dipsiz Kuyu'dan: 1. McDonald's, şikâyetinden nasıl olup da vazgeçmişti? Neden etkilenmişti? 2. Hayal' in avukat masrafını yoksul ailesi nasıl karşıladı? Hayal' in tanıdığı bir "Abi" avukat buldu, 1 milyar 200 bin TL de "Abi" nin getirdiği çeklerle ödendi. (Aslında 1 milyar 200 milyon TL olacaktı; o gün yanlış yazmışım!) Dendi ki, "para ailesine borç yazıldı". 3. "Abi" BBP'de yönetici. "Hayal'in militarist yönünü bilmediği" söyleniyor. Çok eskiden tanıdığı için davada yardımcı oluyor. Yasin onu çok severmiş; parti, ocak kanalıyla ona ulaşmış. "Reis" dermiş. Himayesi altında gibiymiş.
Bir de şöyle yazayım: Yasin Hayal, McDonald's'ı bombaladıktan sonra tutuklandığında, BBP'de yönetici olan bir "Reis Abi" ona avukat buluyor. Ve 1 milyar 200 milyon TL'yi çeklerle ödüyor. Aralarındaki tanışıklık, ilişki ise eski. Bunu öğrendiğimde Hayal' in "Dink suikastı zanlısı" olarak yakalanmasının üstünden sadece bir gün geçmişti. Ve o yazıdan 16, 17 gün sonra o "Abi" henüz keşfedildi; manşetlerden filan duyuruldu. Üstelik hâlâ "küçük" bir yanlışla: Hayal'e dayanan haberler, "BBP'li yönetici" nin "Hayal Ailesi'ne 1 milyar TL'lik para yardımı yaptığını" yazıyor. "BBP'li Abi" ve "Abiler" de, onu tanımadıklarını, ailenin yardım istediğini, bir çok muhtaca böyle yardım yaptıklarını anlatıyor. Oysa bundan 20 gün önce bu sütunda yazılan şu: Hayal'e avukatı bulup onun 1 milyar 200 milyon liralık masrafını çeklerle ödeyen BBP'li Abi! Ama yardım, ama acıma, ama sevgi, ama ilişki, ama kurumsal, ama şahsi; ortada bizzat avukat bulunması ve parasının ödenmesi var. Öyle ayni, nakdi yoksul yardımından ibaret değil!
Bunu keşfetmek için büyük emek gerekmiyordu. Hatırlatmam zaten emeğime filan değil de, sadece gerçeği arayışa saygı! Aynı; O yazıda ve ertesi gün (bundan 19, 20 gün önce yani!) yazıldığı halde henüz şimdi konuşulanlar, sonradan "manşet" olan kimi unsurlar gibi: 1. Bomba mağdurlarının, özellikle McDonald's'ın şikâyetçi olmamasındaki gariplik. 2. Hayal'in, şikâyet kalmaması gerekçesiyle 11 ay sonra tahliyesindeki gariplik. 3. Hayal'in serbestken mahkûm olması, ama yine serbest dolaşmasındaki gariplik. 4. Hayal'in bombadan mahkûmiyet kararının (Dink'in düşünce suçundan mahkûmiyetini 8 ayda onaylayan) Yargıtay'da, daha Başsavcılık Masası'nda 8 ay beklemesindeki gariplik. 5. Hayal mahkûm ama serbest iken, Yargıtay'da mahkûmiyeti bir türlü kesinleştirilmezken, dışarıda "polis ve jandarma muhbiri" ile birlikte "suikast örgütlemesi"ndeki, hiç izlenmemesindeki gariplik.
Bu gariplikleri hemen düşünmesi gerekenler aslında "güvenlik ve yargı birimleri" idi. Hepsi o garipliklerin aktörü olmamış olsaydı! Ama gazetecilik refleksi de bir garip işte!
Not: Promosyon yapayım. Medyada sansür meselesi, pek yakında!
|