|
|
Süren Başkan'a yanıt
3 Şubat 2007 tarihli köşemde kaleme aldığım, "SürenCanaydın ve Şeytanın Avukatı" başlıklı yazıma cevap verme lütfunda bulunduğu için G.Saray eski Başkanı Sayın Faruk Süren'e teşekkür ederim. Yazımın ana fikri, Sayın Süren'i yermek değildi. Amacım bir büyük başkanın kendi yönetiminden çıkardığı diğer başkana, konuştuğu her ortamda bu denli acımasız eleştiriler getirmesinden duyduğum üzüntülerimi dile getirmekti. Sayın Canaydın, Sayın Süren'in ilk başkanlığı döneminde görev dağılımı yaparken göreve getirdiği ikinci başkandı. O günlerde G.Saray Kulübü'nün içindeki güç dengelerinin bunu nasıl engellediği ve ikinci toplantıda Sayın Canaydın'ın yerine Sayın Atilla Donat'ın nasıl ikinci başkan seçildiğini bu camianın içindeki herkes çok iyi bilir.
ELEŞTİRİLER ÜZÜYOR Bugün ne oldu da, başkan seçildiği kongreden sonra görev dağılımı yapılan ilk yönetim kurul toplantısında, ikinci başkanlığa layık gördüğü Sayın Canaydın'ı, sayın Süren bu kadar ağır eleştiriyor? Sayın Süren'in G.Saray'a yaşattığı mutluluklar hiçbir zaman inkar edilemez ve unutulamaz. Ancak Süren'in, Canaydın'a karşı takındığı tavır camia içinde üzüntü yaratıyor. 3 Şubat günkü yazım, birçok G.Saraylı tarafından da Sayın Süren'in gözlüğü ile görülmemiş olup; asıl amacının çok iyi anlaşıldığı camianın büyükleri tarafından bana iletildi. O yazımda anlatmaya çalıştığım gerçekler bugün çok G.Saraylının dile getirdiği gerçeklerdir. Bugüne kadarki gazetecilik yaşamımda ve özel hayatımda öğrendiğim bir gerçeği dile getirmek isterim: "Benim dostlarım, benim yanlışlarımı bana söyleyebilen insanlardır."
SÜREN YENİDEN OKUSUN Yazdıklarım arasında bazı konuların Sayın Faruk Süren tarafından düzeltilmesine teşekkür ederim. Ancak Sayın Süren'den 3 Şubat tarihli yazımı bir de bu ifadelerden sonra lütfedip bir kez daha tarafsız bir gözlükle okumasını rica ederim. Ben ve benim gibi tüm Galatasaraylılar'ın iki başkandan bekledikleri, geçmişte yapılan hataları dile getirmek değildir. İki başkanın görevi; bugün Galatasaray'ın içindeki bulunduğu zor günlerden çıkabilmesi amacıyla geleceği konuşmalarıdır. Bu cevabı yeni bir polemik yaratmak için yazmıyorum. Tamamen G.Saray sevgisi ile yazılmış olan 3 Şubat tarihli yazımın Sayın Süren'de taraflı bir izlenim bırakmış olması da benim için üzüntü kaynadığıdır. Levent Tüzemen olarak hayatım boyunca bildiğim ve inandığım, kaynaklardan öğrendiğim gerçekleri yazma çabası içinde oldum. Doğru bulduğum konularda Sayın Canaydın hakkında yazdığım eleştiri dolu yazılar da gazete arşivlerindedir. Sayın Süren de bu yazıları iyi bilir.
YARINI KONUŞMA GÜNÜ Galatasaray camiasının bu sürtüşmelere ihtiyacı yoktur. Gün, tüm camianın, (ömürlerinin yarısını Galatasaray için feda etmiş Sayın Profesör Ali Uras, Sayın Ali Tanrıyar, Sayın Alp Yalman, Sayın Faruk Süren, Sayın Mehmet Cansun...) eski başkanların, ve o camiaya hizmet etmiş, yönetim kurallarında görev almış tüm Galatasaraylıların el ele omuz omuza verme günüdür. Artık Galatasaraylılar'ın yarını konuşma günü gelmiştir. Bu dileğimi Süren'in eleştirdiği o yazımdaki gibi yine tekrarlayacağım.
|