Genel müdürü Bakan Tüzmen'i yalanlıyor
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası'nın düzenlediği "2008 sonrası Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü 'Tehditler ve Fırsatlar" konulu seminerde Türkiye'nin ve dünyanın tekstil duayenleri tespit ve değerlendirmelerde bulunurken, devleti temsilen sadece Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan bir Genel Müdür ile temsil edilmiş olması katılımcıları şaşırttı. Aslında daha fazla şaşırtıcı olan Bakan Tüzmen'e bağlı olan Dış Ticaret Müsteşarlığı AB Genel Müdürü Cemalettin Damlacı'nın söyledikleriydi. Damlacı konuşmasında ABD ve AB gibi ülkelerin büyük markalarının yöneldikleri Uzakdoğu'dan yeniden Türkiye'ye döndüklerinin altını çizdi. Türkiye tekstilde rekabet gücünü kaybetmiştir diyen Bakan Tüzmen'in söylemlerinin tam tersi bir trendi ortaya koydu. TİSK'in düzenlediği toplantıya aileden gelen tekstil sanayicilerinin duayenleri katılmışlardı. Türk tekstilini temsil etmenin gururunu taşıyan ak saçlı bu akil adamlar, yeni yüz yılı bırakın yeni bin yılın tekstil sektörünün perspektiflerini Uluslararası Tesktil Sanayicileri Federasyonu üyeleri ile tartışıyorlardı. Seminer öncesi bu manzarayı görünce sözde 21 yüzyılın tekstil duayeni Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'i görmeye çalıştım. Ancak programda konuşması olmasına rağmen yoktu.
Tekstile yatırım 150 milyar $ Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendiksası Başkanı Halit Narin açılış konuşmasında, Türk Tekstil yatırımlarının 150 milyar doları bulduğunu, bunun da yeterli olmadığını, dünyadaki gelişmelere paralel olarak sektörün de kendisini ve hedefleri yenilediğini, ancak Başbakan Erdoğan dışında kendileri ile ne bir ilgilenenin, ne de yardımcı olan bir yetkili olmadığının altını çizerken Türk tekstilinin ak saçlı akil adamlarının kafalarını anlamlı anlamlı salladıklarını gördüm. Bu manzara beni şaşırtmadı. Tekstilcilerin dertlerini dinlemek durumunda olan Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakan Tüzmen bu toplantı yerine Faslı manken Fatime Lopez'in defilesini izlemeyi tercih etmişti. Türk Tekstili için bu artık bitmiş bir sanayidir diyen Bakan Tüzmen'in burada olması gerektiğini haykıran Narin, "Bakan normal gözlükle Türk tekstilinin dünya ticaretindeki yerini ve fırsatını görebilmeliydi" derken, Türkiyedeki tekstil yatırımlarını yok sayan ve sadece ticareti ile yetinmeye çalışan Bakan'a yüklenmeye devam etti.
Bakan yanlış anlıyor Tekstil sanayicilerinin, "Türk tekstili rekabet şansını kaybetmiştir onun için sektörü Mısır'a götürmeye öncülük ediyoruz" diyen Bakan Tüzmen ve TİM Başkanı Oğuz Satıcı'yı ufku dar, şov yapan kişiler olarak değerlendirmelerine tanık olunca, ister istemez Bakan Tüzmen ve TİM Başkanı Satıcı'nın ballı Mısır seyahati gündeme geliyordu. Bu değerlendirmelere hak vermemek mümkün değildi. Çünkü Bakan Tüzmen, 'ballı' Mısır seyahatini kamuoyuna yanlış aktarıyor. Bakan diyor ki; "Teknik ömrünü tamamlamış makineleri ve rekabet gücünü kaybetmiş tekstil sektörüne yurt dışında yer aramak 21. yüzyılın gereğidir." Tekstil duayenlerine göre kimse Bakan'a demiyor ki küresel dünyada rekabet şartları gereğince iş adamlarının düşük maliyetle kendilerine yer aramaları yasaklansın. Aksine bunun önü açılmalıdır. Görevi dış ticaretin önünü açmak olan olan TİM Başkanı Oğuz Satıcı, oturduğu makamı kullanarak Mısır'a gidiyor ve 2 milyon metrekarelik yer alıyor. Bakan Tüzmen, burayı serbest bölge ilan etti. Büyüklere saygısızlık olmaz! Ak saçlı tekstil dünyasının akil adamları seminerde bunun da cevabını veriyorlar. Diyorlar ki Başkan Satıcı'nın arsalarını TİM'in parası ve forsu ile satmak 21. yüzyıl hedefleri arasında ise biz gerçek tekstilciler bu işte yokuz . Bu çirkin ve şov amaçlı seyahatlerde olmayız. Bence sonuna kadar haklılar. Arsanızı satacaksanız TİM'i alet etmeden kendi şahsi imkânlarınızla yapın. Bakan Tüzmen'e bir de nasihat geldi: Bir evladını severken, diğerini yok sayma. Büyüğün yerine küçük oturtularak büyüklere saygısızlık edilmesin.
|