|
|
Siz hiç sevdiğinizin kalbine tık'ladınız mı?
Bu hafta e-mail kutuma arka arkaya iki ilginç mesaj düştü. Birincisi; Sevgililer Günü için eşine ya da sevgilisine sürpriz yapmaya hazırlananlara "alternatif" sunuyordu. Azbuz.com adresine girip, dilerseniz, sevdiğiniz için bir internet sitesi hazırlayabiliyordunuz. Duyuruda, kendi zevkinize göre, ellerinizle hazırlayacağınız bu sitede sevgiliniz için yazdığınız şiirler, aşk mesajları, anı içeren fotoğraflar ve hatta duygusal müziklerin bile yer alabileceği haber veriliyordu. İkinci mesaj ise Kabristan.net adlı bir sitenin hizmetlerini duyuruyordu. Eğer sevdiklerinizin mezarlarını ziyaret edecek zamanınız yoksa, bu siteye üye oluyor, belli bir ücret karşılığında ebediyete intikal eden aile üyelerinin ya da sevdiklerinizin mezarlarına bakım yaptırabiliyordunuz. Hizmetin sınırı yoktu. Mezarın son durumunu görüntülü olarak da takip edebiliyordunuz. Teknolojinin nimetlerinden yararlanmak tabii ki çok güzel. Ama ya internetin, dijital teknolojinin hayatımızdan çaldıkları?.. Cep telefonundan kısa mesaj olarak gönderilen SN SVYRM ucubeliğinin, pembe bir zarfın içine yerleştirilen, parfüm kokulu bir mektubun yerine geçtiği şu günlerde, sevgilinin parmaklarını bir kadife güle değdirmek yerine, eline maus tutuşturmak ne yazık ki yadırganmıyor artık. Sevgililer Günü'nde diz üstü bilgisayarınızı açıp, sevgilinize uzatıyorsunuz. "Şu siteye gir bak ne olacak?" diyorsunuz!.. Ya da bir email gönderip, sürpriz sitenin adresini yazıyorsunuz... Şu romantizmin dijitalliğine bakar mısınız? Kalp odacıklarının chat odalarına tekabül ettiği, tık'lanası sevdaların hüküm sürdüğü inorganik bir romantizm... Aşkın byte ile ölçüldüğü günler... Sadece o kadar da değil. İnternet teknolojisini kullanıp, mezarına gidemediğiniz ninenizin toprağındaki ayrık otlarını Kabristan.net sayesinde "eliniz değmeden" yollabiliyorsunuz. Kim bilir belki ileride hizmeti geliştirirler. "Fatiha" butonuna tık'ladınız mı, tüm vicdani sorumluluğunuzdan kurtuluverirsiniz... Hayatımız nokta net'lerle, nokta com'larla örülüyor. Oysa biz net'lerin ardına gizlenirken, yaşamımız saydamlaşacağına flu'laşıyor istemeden... Sorarım size: Sevgilinin saçına iliştirilecek goncadan daha kadife bir maus icat edildi mi? Ya da okşadığınız mezar taşından daha fazla içinizi titretecek bir klavye?.. Biz net'lere gömülürken, hayatımız flu'laşıyor, istemeden...
|