Halk Bankası'nın halka arzı yeni mağdur yaratmasın
Enerji dağıtım ihalelerinin ertelenmesinden sonra gözler Halk Bankası'na çevrilmişti. Bankanın satış yolunu açan tasarının Meclis'te kabul edilmesi, ertelemenin olmayacağına yorumlandı. Yılın ilk günlerinde piyasalardaki bozulmaya Halk Bankası satışının iptali yoluyla ekstra bir katkıdan kaçınıldı.
- Halka açık kuruldu- Fakat bankanın özelleştirilmesini istemeyenler vardı. Başta TOBB ve Türkiye Esnaf Sanatkarlar Kooperatifleri gibi. Bunda haklılık payları da olabilir. Çünkü banka 1938'de esnafa kredi açması için halka açık olarak esnaf tarafından kuruldu. 1950'li yıllara kadar da halk ortakları çoğunluktaydı, yani Halk Bankası özel bir bankaydı. Ancak sermaye artırımlarında Hazine payını giderek artırdı, halk ortakların rüçhan hakları kısıtlandı. En son KİT'leri düzenleyen 233 sayılı KHK ile Halk Bankası yüzde 100 kamu sermayeli bir devlet kuruluşu sayıldı. Geçmişten gelen ve toplam sermaye içinde yüzde 1'den az olan ama sayıları 14 bine yakın mağdur edilmiş küçük hissedar da ortada kaldı. Bu hissedarlar halen haklarını arıyor. İşte blok satışından vazgeçilerek yüzde 25'i halka arz edilmesine karar verilen Halk Bankası böyle bir banka. Alınan kararda ise belirsizlikler fazla.
- Halka arzla dolaylı erteleme- Bir kere halka arzın yılın ilk yarısına yetiştirilmesi bir hayli zor. Büyük bir kamu bankasının halka arz hazırlıkları belki yıl sonuna yetiştirilebilir. Dolayısıyla halka arza karar vermek aslında bankanın blok satışını ertelemek demek. En azından genel seçime kadar. Oy depolarını küstürmemek, geniş esnaf kesimini karşısına almamak hükümet açısından rasyonel bir karar olabilir. Yoksa hükümet, Halk Bankası'nı da "babalar gibi" satabilirdi.
- Banka ne olacak?- İkincisi ve daha da önemlisi, bankanın yüzde 25'inin halka arzına karar verilirken, geriye kalan yüzde 75'lik kısmın ne olacağının belirlenmemesi. Banka, halka arz sonrası bir devlet bankası mı kalacak, yoksa blok olarak satılacak mı? Bu belli değil. Sadece halka arzla yetinmek aslında bankanın kamunun elinde kalmaya devam etmesi de demek.
- Fiyatı düşürür mü?- Bankanın nihai sermaye yapısı konusunda belirsizliğin giderilmeden halka arz edilmesinin iki önemli mahsuru olabilir: Birincisi, hisse senedi fiyatlarının buna göre belirleneceği, muhtemelen en kötü senaryoya göre fiyatlanacağı, bundan da kamunun gelir kaybına uğrayacağı gerçeği. Eğer durum böyle gerçekleşecekse, Halk Bankası hisselerini alanlar ileride meydana gelecek olumsuz gelişmelerden, yani bankanın kamunun elinde kalmasından veya blok olarak satılırsa bankayı satın alacak grubun çağrıda bulunmamasından mağdur olmazlar. Bütün bu risklerin bedelini kamu, halka arzda düşük fiyatla öder.
- Yeni mağdur yaratır mı?- Ama gerçekleşmesi daha olası senaryo, halka arzda fiyatın diğer bankalara kıyaslanarak belirlenmesi ve bu fiyattan borsada alıcı bulması. Sonrasında Halk Bankası belki blok olarak satılmaz, kamu yönetmeye ve bu nedenle halka açık bir şirket olmasına karşılık bazı kamusal yükleri taşımaya devam eder. Bu durumda yükü, küçük hissedarlar üstlenir. Halka arz sonrası blok satış yapılır ama halka çağrı yapılmayabilir. Özelleştirme kapsamında olduğundan SPK yeni blok alıcıyı çağrıdan muaf tutabilir. Bu durumda halka arzdan hisse senedi alanlar sahipliği belli olmayan bir bankaya yatırım yapmış olurlar. Yeni patronun gelmesiyle şirketteki ortaklıklarını bitirme özgürlükleri ellerinden alınır, yeni patrona mahkum olurlar.
- SPK'ya düşen- Halka arz sürecindeki bu dezavantajı gidermek için, SPK olaya erken müdahil olmalı. Blok satış ve çağrı muafiyetinin olup olmayacağını önceden belirlemeli, halka arz izahnamesine de koymalıdır. Halk da bu hisseyi alıp almayacağına ona göre karar vermelidir. Yoksa Halk Bankası geçmişinde yaşanan küçük hissedarın mağduriyeti, devlet eliyle bir kez daha tekrarlanmış olur.
- Sonuç- "Saklanan bütün gerçekler ağılı olur" Fietzsche
|