Mazereti yok
Ligin dibinde olmasına aldırmadan Bülent Korkmaz dört forvetle sahaya çıktı. Bazıları buna " Kumar " diyebilir ama maçın genel hükümleri içinde, bu kararın altında detaylı bir rakip analizi yatıyordu. Korkmaz forvetlerini, Fenerbahçe'dekiler gibi sahada dursunlar diye değil, koşsunlar diye oynatıyordu. Fenerbahçe'nin pas özürlü defans oyuncuları baskıyı yedikçe gerilediler ve oyun alanını büyütüp, Korkmaz'ın istediği şekilde kendi takımlarının rakip kaleden uzak kalmasını sağladılar. Mücadele ön plana çıkınca, Fenerbahçe'ye üstünlük getiren oyun yönetimi gerçekleşmedi. Bırakın tempo yapmayı, kontrollü bile oynayamadılar. Pas alışverişini yönetecek yakınlaşmaları yapamıyor, forvette de çoğalamıyorlardı. Alex ve Deivid'in mücadele eksiklikleri ile rakipten de daha az adamla oynamaya başladılar. Fenerbahçe'de ceza alanındaki karamboller ile galibiyet cesareti, yerini tedirginliğe bıraktı. İşler zora girmiş ve takımı toparlayacak cesareti üretecek hamle gelmez olmuştu.
GİDECEK ADAM SAHADA Ne istatistikler prensi Alex, ne Pele'nin gönlündeki aslan Deivid vardı ortada. Volkan artık klasiği sayılacak hatayı daha önce seyredemeyip, kaçıranlar için tekrarlıyordu. Zico ikinci yarıya Tümer ile başlayarak ofansif hamle yapmak istedi. Halbuki iki vatandaşını sahalara döndürerek bunu kısa yoldan da çözebilir, kurtarıcısı Semih ile oyuna başlayarak kora kor oynayabilirdi. Bunun için 15 dakika daha geçmesi gerekti. Devre arasında Aziz Piyer'in dört aylığına getirilmesi gerektiğini düşünüyorduk. Bunu, takımın dünkü gibi düştüğü durumlarda, kontrolü ele alacak bir lider gerektiği için söylüyorduk. " Altı yabancı var. Kim gidecek ki, Hooijdonk gelecek" diyenler oldu. Aslında bu karar zor değildi, cevap sahada duruyordu.
SAKATLIK BAHANE DEĞİL Futbolun inceliğinde detaylar vardır. Bülent Korkmaz takımını rakibine göre hazırlamış, oyuncularının yeteneklerine göre görevlerini biçmişti. Sadece Alex'i kontrol etmekle kalmadan, duran toplardaki Tuncay hamlelerine bile tedbir almıştı. Zico ise sadece oyuncuları iyi oynadıklarında kazanıyor, dünkü gibi olduğunda da kaybediyor. Sakat oyuncuların yokluğu bu sonucun bahanesi değil. Çünkü yerine oynattıklarınız ile rakibin kalitesinin yine üstündesiniz. Önemli olan bu harmoniyi takıma yaşatmak. Kenardan seyretmek değil.
|