|
|
Derbi kullan ey millet!..
Geçen hafta cuma günü, saatler gece yarısına doğru Digitürk üzerinden yayın yapan spor belgeselleri kanalı ESPN Classic'de Dünya Derbiler Tarihi yayınlanıyor. Ana konu; dünyanın en önemli üçüncü derbisi olarak adlandırılan Fenerbahçe-Galatasaray mücadelesi. 2004-2005 sezonunda Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda Nobre'nin golüyle Fenerbahçe'nin 1-0 kazanıp, şampiyonluğa uzandığı maçın adeta MR'ı çekilmiş. Hem de 20'ye yakın kamera ve en az 100 kişilik bir ekiple. Çekenler yabancı... Şimdi belgeselde neler izlediğimi anlatayım: Öykü, maçın oynanacağı tarihten bir hafta öncesinden başlıyor. Hem Samandıra'da hem Florya'da hazırlıklar, kamp çalışmalarından görüntüler, futbolcu, teknik direktör ve yöneticilerle derbiye yönelik çok özel röportajlar, taraftar görüşleri... Maç günü bir kamera Samandıra'dan Fenerbahçe'- yi getiren otobüsün içinde, diğeri Florya'dan hareket eden Galatasaray kafilesinin bulunduğu otobüste. Bir diğer kamera Mecidiyeköy'de toplanan Galatasaraylılar'ın arasında. Bir başkası Beşiktaş iskelesinden motorlarla hareket edenlerin içinde. Kamera bol ya, bir başkasını da Kadıköy iskelesinde Galatasaraylılar'ı karşılamaya (!) hazırlanan Fenerbahçeli fanatiklerin arasına koymuşlar. Ayrıca Mecidiyeköy stat otoparkının karşısında Galatasaraylılar'ın toplandığı lokaldeki dev ekrandan maçı izlemeye hazırlananların arasında da bir kamera var. 1907 Derneği'nde de... Her derbi öncesinde olduğu gibi olaylar patlak veriyor. Ama bu kez kameralar grupların arasında bulunduğu için her şey sansürsüz (bip'leme ve mozaikleme de yok) tabak gibi ortada. Derbinin keskin yüzü olanca dehşetiyle odanızın ortasında. Belgesel değil, sanki korku filmi. İskeleden gemiye savrulan cam şişeler, birbirlerine döner bıçaklarıyla saldıran gençler, korkudan gözleri büyümüş çocuklar... Ve gol anı: Hem kale arkasından, hem Galatasaray, hem Fenerbahçe tribününden. İki kulübün lokallerinden, sokaktan, aynı anda... Ve geri dönüşler... Yine otobüslerin içinden, Samandıra'dan, Florya'dan... Bir yanda zafer sarhoşluğu, öte yanda hüzün... Bizim çok iyi tanıdığımız ama yabancıların kim olduğunu anlayamadığı kelli felli ünlüler küfür etmekteler... Üzüldüm... Neye mi? Burnumuzun ucundaki dünyanın en önemli sosyal ve sportif olayını biz değil, elin adamı binlerce kilometre öteden gelip, "belgelediği" için... Sevgili Şansal Büyüka Ağabeyime naçizane tavsiyem; binanın arşivinden bir zahmet şu kaseti aldırıp, izlemesi... Eminim o da çok üzülecektir!..
|