|
 |
 |
 |
 |
|
Filmlerini fotoğraf karesine yerleştirdi
Son 4 yıldır çektiği filmler sırasında görüntülediği fotoğrafları bir araya getiren Nuri Bilge Ceylan, Londra'da sergi açtı. Eski bir fotoğrafçı olan Ceylan; Londralı sanatseverlerle 9 Şubat'ta vizyona girecek 'İklimler' filminden önce çektiği resimlerle buluşmuş oldu.
Son filmi 'İklimler' 59. Cannes Film Festivali'nde Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği tarafından en iyi film seçilen Altın Portakallı yönetmen Nuri Bilge Ceylan, bu kez fotoğraflarıyla konuşuluyor. Ceylan, 22 Ocak'ta Londra'daki Thames Nehri'nin güney yakasındaki National Theatre'da; 'İklimler: Türkiye Panaroması' adlı bir sergi açtı. 3 Mart'a kadar ücretsiz olarak görülebilecek olan sergi, Ceylan'ın son 4 yılda çektiği filmler sırasında görüntülediği fotoğraflardan oluşuyor. Ceylan'ın toplam 25 panaromik fotoğraftan oluşan sergisi, kentsel ve kırsal manzaraları konu alıyor.
9 ŞUBAT'TA VİZYONDA
İlk kez geçtiğimiz kasım ayında düzenlenen Selanik Film Festivali sırasında sanatseverlerle buluşan sergi, Londra'da da büyük ilgi görüyor. 9 Şubat'ta 'İklimler' filminin Londralı sinemaseverlerin beğenisine sunulacağını söyleyen Nuri Bilge Ceylan ve eşi Ebru Ceylan, filmin Curzon Mayfair Sineması'ndaki ön gösteriminin ardından sorularımızı cevapladı...
* 'Uzak' filminden sonra 'İklimler' gibi bir film yapmanızın nedeni nedir? Bir filmi bitirdikten sonra farklı bir şey yapmak istiyorsunuz. Bazen de aynını yapmak istersiniz. Aslında 'İklimler' bana 'Uzak'tan çok da farklı gelmiyor. Belki de obsesif ve nevrotik biri olduğum için aynı konuyu işliyorum.
* Filmdeki mekan ve karakterler nasıl seçildi? Her şeyi önceden yazıyorum ama çekimler sırasında değiştiriyorum. Her zaman daha iyi bir fikir vardır diye düşünüyorum ve onu araştırıyorum.  Senaryolarımı çok değiştiririm. Bu sefer film dijital olduğu için daha çok çekip, değiştirme şansımız oldu. Ayrıca estetik bir tat katmak için filmin girişini Harabeler'in görüntüsüyle yaptık.
* 'İklimler' filmi Fransız filozof Jean-Paul Sartre'ın varoluşçuluk felsefesini hatırlatıyor. Kendisinden esinlendiniz mi? Çekimlerden önce ve çekimler sırasında bol bol Sartre ve Camus okudum. Onlardan etkilenmiş olabilirim. Ama direkt olarak filme koyduğum bir şey değil.
İMKANSIZI BAŞARDI
* Film bir çift ve onların ayrılmalarıyla ilgili. Hikayenin otobiyografik bir yönü var mı? Bu soru bana çok soruldu. Her seferinde farklı cevapladım çünkü bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum. Filmdeki 'İsa' karakterini ben çok iyi tanıyorum, duyguları bende de var. Karakter tanıdıklarımdan, arkadaşlarımdan ya da okuduğum romanlardan oluştu.
* Siz geçmişte fotoğrafçılık yapıyordunuz. Filmdeki ana karakter sizin gibi fotoğrafçı. Fotoğraftan sinemaya geçişiniz nasıl oldu? Fotoğrafçıyken film yapmak gözüme imkansız görünürdü. Ben daha gençken çok içe dönüktüm, film yapabileceğimi asla düşünmedim. O günlerde video kamera yoktu, çok zordu film yapmak. Büyük bir bütçe ve çok kişiyi tanımak gerekiyordu. Film yapmaya başlamam bir kamera alıp kendi kendime çekim yapmaya başlamamla oldu. Tanıdıklar ve büyük bütçe olmadan nasıl bir film yapılacağını keşfettim. Böylece kendi metotlarım ortaya çıktı.
* 'İklimler' filmini dijital  olarak çektiniz. Oysa diğer filmleriniz 34 milimetreydi. Geleneksel filmcilikten dijital çalışmaya geçişi nasıl buldunuz? 'İklimler'i hem çekip hem de bu filmde oynadığım için dijital çekim yapmak zorundaydım. Dijital olunca filmdeki her şeyi rahatlıkla kontrol edebildim. Birkaç yıl içinde herkesin dijital çekime geçmek zorunda kalacağını düşünüyorum.
* Filmde rol alma cesaretini nereden aldınız? Filmin dijital olması ve eşim Ebru'yla karşılıklı oynamak bana cesaret verdi. Daha sosyal oldum! 3 filmden sonra kendimi daha güvenli hissediyorum.
BABAM BENİ DİNLEMİYOR
* Anne ve babanızın olduğu sahneyi filme neden koydunuz? Filmdeki önemi nedir o sahnenin? Kendinizi kirli ve kötü hissettiğiniz zaman anne ve babanızı yanınızda istersiniz. Seks sahnesinden sonra 'İsa' karakteri kendini kirli ve kötü hissediyordu. Onun için annesine ve babasına gitti. Annemle babam artık profesyonel oldular. Her filmimde varlar. Çekimlerde onlara söylediklerimi yapmıyorlar. Özellikle de babam. Gerçi kamera önünde bildikleri gibi olmaları filme zenginlik katıyor.
* Filmleriniz Batı sineması tarzında ama 'İklimler' Rusya, Kazakistan ve Dubai'de geçiyor. Neden Doğu'nun manzara ve coğrafyasını seçtiniz? Hem de Türkiye Avrupa'ya girmeye çalışırken... Atmosferde yaşıyoruz. Atmosferdeki durumlar beni kozmik duygulara yöneltti. Uçaktan aşağı bakınca her şeyi küçük görmeniz gibi, ben de kendimi atmosferde öyle küçük hissediyorum. Coğrafya olarak düşünmedim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
