Futbol, şiddet ve Türkiye...
Türkiye; suikastler, Kerkük, Kuzey Irak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini sorgular, tartışırken futbol heyecanı da ara verdiği yerden devama hazırlanıyor. Onbinlerle Hrant Dink'in cenazesinde yürürken kimsenin F.Bahçeli, G.Saraylı veya Beşiktaşlı olmadığını düşündüm. O anda herkes Türkiyeli idi. Bu cenaze töreni, aslında herkesin tek takımı olduğunun göstergesiydi. Burası bizim ülkemiz. Kimimiz sarı-laciverte, kimimiz sarı-kırmızıya, kimimiz ise siyah-beyaza gönül vermiş olabiliriz. Ama ülkede huzur yoksa, barış yoksa ne futbolun, ne rekabetin tadı kalır. Oysa terör, şiddet sadece düşünene, yazana yönelik değil. Aynı topraklarda birarada yaşamayı kabul etmiş insanlar, farklı renklere gönül vermiş olmaktan dolayı da birbirine şiddet uygulayabiliyor. Bu şiddeti körükleyen, yönlendiren, bu şiddetten çıkar sağlamayı uman 'çeteler' futbol endüstrisinin içinde de var.
YAPTIRIMLAR ARTIRILMALI Eğer genç bir adamın gözü sadece yazdığı yazı yüzünden kızdığı birine pusu kurup öldürecek kadar kararıyorsa, bunda ülkedeki şiddet atmosferinin de rolü var elbette. Evet, futbol artık milyonlarca dolarlık bir endüstri ülkemizde. Ancak bu endüstri ve ona gönül veren milyonları yanlış yönlendiren, rakibine taş, çakmak, cep telefonu atmaya yönlendiren insanlar var. Küfürü veri kabul eden, anlayış gösteren bir anlayış var. Tribün terörüne kendine yakın kulüplere ayrı, karşı kulüplere ayrı ceza uygulayan bir yönetim anlayışı var. Oysa eğer şiddeti, terörü bu topraklardan kovmak, yok etmek istiyorsak, şiddet atmosferini ortadan kaldırmamız gerekir. Futbol kulübü yöneticileri, tribündeki şiddetin sonunda başka amaçlara yönlendirilebileceğini gözden uzak tutmamalı. Sonuç itibariyle Hrant Dink'in ölüm emrini veren ile emri uygulayan elin de birer futbol tutkunu olduğunu unutmamak gerekir. Tribünleri çetelere teslim eden, çete reisleriyle içli dışlı olan anlayışın ülke gençliğini sürüklediği atmosfer de ortada. Onun için kulüp yöneticilerinin tribünlere hakim olmak için daha ciddi çaba harcaması, federasyonun yaptırımları yansız ve acımasız uygulamasında yarar var. Barış içinde bir Türkiye için futbolu bir yarışma olarak görmek ve şiddeti yeşil sahalardan uzaklaştırmak gerekiyor. Keyifli, çekişmeli ve şiddetten uzak bir ikinci yarı izlememizi diliyorum.
|