|
|
|
|
|
|
'Erkekler de töre altında eziliyor'
Çekimler nedeniyle hayatı Midyat-Mardin-İstanbul hattında geçen Sıla'nın yönetmeni ve öykü yazarı Gül Oğuz, dizinin yeni bölümlerinde temponun artacağını söylüyor.
'Töreyi bitirmek gibi bir iddiamız yok'
Doğu'da yüzyıllardır süre gelen gelenekleri ve hayatı konu alan Sıla, her cuma milyonları ekrana bağlıyor. Berdel ve töre cinayetlerini gündeme getiren dizinin yönetmeni Gül Oğuz, "Sonuçta dizi yapıyoruz, dünyayı kurtaracak bir genetik formül bulmuyoruz. Abartmaya gerek yok," diyor.
Eylül ayı ile birlikte her yeni sezon başladığında kanallar ve yapımcılar, yayınlandıkları döneme damgasını vuracak, birer fenomen haline gelecek diziler çekmenin hayalini kurar. Kimi bu başarıyı yakalar, kimi ekrana kısa bir süre sonra veda eder. Bu yıl bu başarıyı yakalayan şanslı dizilerden biri de atv'deki Sıla oldu. Dizinin yönetmeni ve aynı zamanda öykü yazarı Gül Oğuz, Türkiye'de kadınların yaşadıklarına sadece bir kadın olarak tepki gösterdiğini söylüyor. Diziyle töre konusuna dikkat çekmeyi başardıklarını, ancak töreyi bitirmek gibi bir iddialarının olmadığını belirten Oğuz'la, Doğu'yu, kadınları ve diziyle ilgili merak edilenleri şeyi konuştuk.
- Bir önceki diziniz Sil Baştan'da töre cinayetlerini konu aldınız. Sıla'da da töre cinayeti ve berdeli işliyorsunuz. Sizi etkileyen böyle bir öykü mü var hayatınızda? - Özel bir neden yok, özel bir neden aramak da gerekmiyor bence. Bu ülkede yaşayan bir kadınsan ve ülkendeki kadınlar bir mal gibi değiş tokuş ediliyor, kendisinden 30-40 yaş büyük bir erkeğe para karşılığı satılıyor ve öldürülüyorsa, buna tepki göstermek normal. Bir de gazetede okuduklarım ve duyduklarım beni git gide daha duyarlı yaptı. Dizinin konsept danışmanı olan Mehmet Faraç'ın Töre Kıskacında Kadın adlı kitabını okumuştum, okudukça delirdim. Ben herkesin duyarlı olduğu konulara sahip çıkmasından yanayım. Bunu yapan kişi ve kurumlar da var zaten.
- Sıla'nın öyküsünü de siz yazıyorsunuz. Bu öykü nasıl doğdu? - Öykü aslında yarım saat kadar kısa bir zamanda çıktı. Ama bu yarım saati, 20 yıl diye düşünmek lazım. Yola çıkış noktam törelerdi. Berdel olmasa kadın intiharı veya töre cinayeti olurdu. Tabii "Her şeyi bu diziyle düzelteceğiz," diye bir söylemimiz yok. Ama en azından bu konuya dikkat çekiyoruz. Bir sürü arkadaşım "Hakikaten var mı bunlar, bu kadar da olmaz," diyor ama acı da olsa, hepsi maalesef bugünün Türkiye'sinde yaşanan şeyler.
- Bu konulara değinmek cesaret gerektiriyor mu peki? - Bence gerektirmiyor. Hiç öyle cesaret timsali olarak görmüyorum kendimi. Ama televizyon çok güçlü bir araç, onu biliyorum. Yaptığım iş böyle büyük bir kitleye ulaşırken, söyleyecek bir cümlesi olsun isterim. Benim söylediğim cümle herkese doğru veya yeterince önemli gelmiyor olmayabilir. Ama ben öyle düşünüyorum. En azından töre konusu son günlerde daha çok dikkat çekti ve daha sık gündeme geliyor.
'HİÇBİR ŞEY ABARTILMIYOR' - Dizinin çekimleri sırasında Mardin'de, Midyat'ta çok zaman geçirdiniz, yöre halkının hayatına birebir şahit oldunuz. O bölge sizi etkiledi mi? - Tabii, Mardin de Midyat da çok etkileyici, mutlaka gitmek lazım. Beş ayrı kültür bir arada yaşıyor; Türk, Arap, Süryani, Kürt ve Yezidi. Ayrı kültür, dil ve dinlerin bir arada hoşgörüyle yaşayabilmesi müthiş bir medeniyet göstergesi ve bunu Türkiye'nin Batısı değil Doğusu'nda görmek, daha da çarpıcı.
- Doğu, bizim buradan gördüğümüz gibi değil yani... - "Dışarıdan göründüğü gibi değil," demek, bence doğru bir söylem olmaz. "Kendimizi önyargılara kaptırmadan oraları görmek, tanımak lazım," demek daha doğru. Sonuçta aynı ülkede yaşayan insanlarız, sahiplenme ve paylaşma duyguları içinde olmamız gerekiyor. Orada dokuz kişilik bir ailenin ayda 500 YTL'yle yaşadığını gördükten sonra, buradaki şımarıklıklara tahammül edemiyorsunuz. Veya bazı insanların oradan buraya geldiklerinde paranın gücüne karşı koyamayıp, değerlerini nasıl kaybettiklerini daha net görebiliyorsunuz. Doğu'da ise Batılı hayatın bize unutturduğu değerler hâlâ yaşıyor.
- Siz orada törelerle iç içe yaşayan insanlarla beraberdiniz. Bizim okuduklarımız, duyduklarımızda hiç abartı yok değil mi? - Töreye dair hiçbir şey abartılmıyor. Daha geçen gün gazetelerde okuduk, ağabeyi kız kardeşini gece erkek arkadaşıyla telefonda konuşuyor diye öldürmüş. Gerçeğin ta kendisi zaten yeteri kadar abartılı ve acımasız.
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|