|
|
|
|
|
Görmeyince insan yalnız hissediyor
|
|
Dünya üzerindeki en güzel ses, Andrea Bocelli. 1958 doğumlu İtalyan tenor dünyanın her yerinde verdiği konserlerle Pavarotti'nin tahtının varisi olduğunu çoktan kanıtladı. Her kadar eleştirmenler dudak kıvırsa da Bocelli'nin albümleri dünyada satış rekorları kırmaya devam ediyor. Ünlü İtalyan tenor önceki gece İstanbul'daydı. Yapı Kredi ve Koçbank'ın birleşmesi sonucu ortaya çıkan yeni Yapı Kredi'yi kutlamak amacıyla Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda bir konser verdi. Konserden yarım saat önce kulisteydim. Bilkent Senfoni Orkestrası harıl harıl prova yapıyordu. Derken içerden önce hafif ardından gittikçe yükselen bir ses duyuldu. Andrea Bocelli ses alıştırması yapıyormuş. Yaklaşık 5 dakika sonra yanındaydım. Konser öncesi gerginlik tarafa, gözleri görmeyen biriyle röportaj yapmanın zorluğunu ilk kez orada anladım. El sıkıştık, yanına oturdum. Konuşma boyunca başını yerden hiç kaldırmadı. Arada bir uzaklara daldı gitti, sorulara çok net ve kısa cevaplar verdi. Görmemesiyle ilgili sorulara menajeri arkasından el kol, kaş hareketi yaparak müdahale edince ortam biraz daha gerildi.
FUTBOLDA
KÖR OLDU
Andrea Bocelli 1958 yılında Toscana'nın Lajatico kasabasında doğmuş. 12 yaşında tutkunu olduğu futbolu oynarken bir kaza geçirmiş ve görme yetisini kaybetmiş. Tüm ilgisini müziğe yönelten Bocelli, bugün piyano başta olmak üzere, flüt ve saksafon çalıyor, aynı zamanda Rock müziğinden, aryalara kadar geniş bir yelpazede şarkı söylüyor. Toscana'nın zengin şarkı geleneğinden nasibini alan Bocelli Pisa'da hukuk okurken, çeşitli barlarda ezberlediği şarkıları söylemeye başlamış. Torino'da tanıştığı müzisyen Franco Corelli onu keşfeden isim olmuş. Bocelli alışık olduğumuz diğer tenorlar gibi sahnede ellerini oynatarak şarkı söylemiyor. İki elini yan tarafa sarkıtarak dümdüz duruyor. Sadece parçayı bitirdiğinde belli belirsiz bir gülümseme geçiyor yüzünden.
* Müzik sizin için ne ifade ediyor? Flüt ve saksafon benim için ikinci planda. Aslında piyano ile ilgiliyim. Geniş bir yelpazede şarkı söylüyorum. Hepsinin keyfinin ayrı olduğunu düşünüyorum. Müzik hayatım demek. Sadece o var zaten.
* Görmeyen bir sanatçının konser vermesi, albüm yapması, operalarda oynaması, sahnede hareket etmesi zor mudur? Acımasız ama bazen seyirci sadece bu mucizeyi görmek için sizi dinlemeye geliyor olabilir mi? Olabilir tabii. Görmeyince insan zaten kendisini yalnız hissediyor. Ben karanlıkta yaşıyorum. Ama yaşamımı kusursuz bir uyumla sürdürdüğümü düşünüyorum. Ama sahnede heyecanlanıyorum.
DERSİMİ İYİ ÇALIŞTIM
* Kime konser verdiğiniz sizin için önemli mi? Örneğin Papa'nın önünde de söylüyorsunuz, Tom Cruise'un düğününde de. Öncelikle şunu söyleyeyim, Tom Cruise'un düğününe davetli olarak gittim. Profesyonel yani para kazanılan bir çalışma değildi. Seyirci tabii ki önemli. Konsere başladığım anda, hatta sahneye çıktığımda seyircinin enerjisini hissedebiliyorum. O enerjiyi, o atmosferi hissetmezsem olmaz zaten.
* Türkiye'ye ilk defa geliyorsunuz. Hakkımızda ne biliyorsunuz? Türkiye denilince aklınıza ne geliyor? Öncelikle şunu söylemeliyim ki gelmeden önce dersimi iyi çalıştım. Ansiklopedi karıştırdım yani. Ülkeniz hakkında az çok şey biliyorum ama yine de beni şaşırtan insanlar oldu. İnsanlar çok sıcak ve sempatik. Bu kadarını beklemiyordum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|