|
|
Yeme bozuklukları
Yeme bozuklukları son zamanlarda yine gündeme geldi. Bazen sıfır beden olarak, bazen şişmanlık olarak... Ama her ikisi de aslında her zaman gündemde olan sorunlardır. Özellikle toplumsal güzellik ölçütlerinin hızla değişmesi, aşırı zayıflığın güzel olmakla eş değer tutulması bu hastalıkların artışına neden olmaktadır. Daha çok ergenlik döneminde başlayan sorunlar olmalarına karşın, ergenliğe fiziksel ve özellikle ruhsal giriş, yine toplumsal tutumlar nedeniyle daha küçük yaşlara düşmüştür. Bu nedenle de anoreksiya 11-12 yaşlarda da başlayabilmektedir.
ANOREKSİYA NERVOZA Yaş ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda bulunmasına karşın, kilo almaktan ve şişman olmaktan aşırı korkmadır. Beden görüntüsünü doğru değerlendiremeyip, daha zayıf olmak için yemek kısıtlama, aşırı egzersiz yapma, yediklerini isteyerek çıkarma (parmakla, ilaç kullanarak vb) durumudur. Daha çok zamanımızın hastalığı olarak belirmiştir. Beslenme bozukluğu ve intiharlar nedeniyle ölümler olmaktadır. Daha çok genç kız ve kadın hastalığıdır. Erkeklerde az görülür. Arada tıkınırcasına yeme süreçleri ve genellikle bunu izleyen isteyerek kusmalar olduğu zaman hastalığın adı 'bulimia nervoza' olarak belirlenir. Bu çocuklar genellikle bağımlı, mükemmelliyetçi gençlerdir. Başarılı, ailenin beklentilerine iyi yanıt veren uyumlu çocuklardır.
NASIL TANIRIZ? Daha önce şişman olsa bile, artık normal hatta normalden zayıf görünen biri, hala şişman olduğunu ve zayıflaması gerektiğini söylüyorsa bir daha düşünmeli. Bu hastaların kendiliklerinden doktora gitmeleri nadirdir. Çoğu kez aşırı güç kaybı, bayılma gibi nedenlerle zorla getirilirler. Ayrıca adet kesilmesi, saç dökülmesi, bulantı, kıllanma gibi yakınmalar da olabilir. Ek olarak depresyon sık görülür. Hastaların doktora gitmeyi istememe nedeni hastalığı reddetmeleridir. Bu nedenle öncelikle iyi ilişki kurup, bunun bir hastalık olduğunu anlatmak gerekir. Beslenme bozukluğu nedeniyle hastanın diyeti düzenlenmeli, gerekirse damardan beslenmesi sağlanmalıdır. Psikiyatrik tedavisi ise hemen başlanmalı, hastanın yanı sıra mutlaka aile ve ilişkiler de değerlendirilmelidir. Besin yetersizliğinden ölümün yanı sıra , intiharın da sık görüldüğünü unutulmamalı. Doğru özdeşim modellerini sunmak, diyet çılgınlığını biraz uzaktan izlemek, yaşamın anlamı haline getirmemek hepimize düşmektedir. Bedenlerinin önemli olduğunu bildiğimiz çocuklara 'şişko' demek, onların bedensel görüntüleriyle dalga geçmek benzeri davranışları yaparken bir kez daha düşünmek gerekir. Evde de aşırı rejime girmiş çocuğumuza karşı dikkatli olurken, bir yandan da özenerek izlediğimiz, hatta onun gözü önünde ulaşmaya çalıştığımız 'zayıf' dünyanın o kadar da cazip olmadığını hatırlamak gerekir.
ŞİŞMANLIK (OBESİTE) Alışılmışın dışında, çocuklarının iştahsız olduğundan, yemediğinden yakınan ailelerin yanı sıra, aşırı yediğinden yakınan aileler de artmaktadır. Bu artış, ilköğretim çocuklarının görüntülerine bakılarak görülebileceği gibi, ellerinde diyet listeleri olan çocuklarla da saptanabilir. Şişmanlık ya da obesite kabaca vücut ağıtlığının olması gerekenden yüzde 20 fazla olması olarak tanımlanabilir. Çocukluk döneminde obez olan çocukların, önemli bir kısmı erişkin dönemde de obez kalırlar. Çocukların aşırı yemek yemesinin çeşitli nedenleri olabilir. Bazı organik bozukluklar şişmanlığa yol açabilir. Bu nedenle fiziksel ve hormonal incelemelerin yapılması iyi olur. En sık rastlanan nedenlerin başında şekil ve içerik olarak yanlış beslenme gelmektedir. Hızlı tüketilen ve şişmanlatan hazır yemekler, aralarda bol tüketilen abur cubur, masa düzeni yerine ayakta ya da televizyon karşısında yemek yenmesi bu nedenlerdendir. Ayrıca fazla yemek tüketimi depresyon, kaygı gibi ruhsal bozukluklara bağlı görülebilir. Tedavi ve koruma için, düzenli beslenme, uygun besin seçimi ilk yapılacaktır. Eğer bir ruhsal sorun varsa onun tedavisi sorunu çözebilir. Aktivitenin arttırılması, spora yönlendirme diğer çözüm yollarıdır. Ayrıca bu sürece aile katılmalı ve yönlendirilmelidir.
|