İstanbul Belediyesi'nin ihtiyaçları artıyor ya gelirleri?
İstanbul'un en önemli sorunları nedir denildiğinde karşımıza çıkan onlarca sorunun başında imar ve ulaşım geliyor . Her gün yükselen yeni binalar ve siteler beraberinde imar ve trafik sıkışıklığını getiriyor. İstanbul'da insanlar sokağa çıkmak istemiyor. Çünkü 25 dakikada gideceği yere 3 saatte gider oldular . İstanbullular şehir merkezine girmek istemiyor. Çünkü otomobilini park edecek yer bulamıyor. Aslında bu sorunlar sadece İstanbul için değil, dünyadaki diğer büyük kentlere özgü sorunlardır. Ancak dünyadaki diğer kentlerin İstanbul'dan farkı, daha önce yapılmış alt yapısı, yerleşmiş bir imar planı ve bir nebze çözülmüş oto park ile İstanbul'dan daha fazla pay alan bir bütçesi var. İstanbul'da yaşanan trafik sorunu karşısında suçlamak için ilk aklımıza gelen Büyükşehir Belediyesi. Yolda bir yol yapımı gördüğümüzde suçlusu belli İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Bunu herkes gibi ben de yapıyorum. Ancak sakin düşündüğümde Belediyeye haksızlık mı yapıyoruz diye kafamdan geçirdiğim de oluyor. Belediye bugün bu yol inşaatlarını yapıp, caddeleri genişletmez, metro inşaatlarını yapmaz ise önümüzdeki yıllarda bu sorunumuz daha da büyümez mi? Elbette büyür. Biz her şeyin aynı anda yapılmasını istiyoruz. Yılların ihmalini bir günde çözülmesini istiyoruz. Peki bu mümkün mü? Hem zaman açısından mümkün değil, hem de mali kaynaklar açısından mümkün değil. Merak ettim, İstanbul gibi diğer metropol kentlerin mali kaynaklarını araştırdım.
Bütçe gelirleri düşüyor İstanbul Belediyesi, 5.200 kilometrekareye yayılmış bir kentte 15 milyon nüfusun ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor . İstanbul'dan elde edilen vergilerden aldığı pay ne kadar diye merak ettiniz mi? Ben ettim. İstanbul Belediyesi'nin İstanbul'dan maliye'nin topladığı vergilerden aldığı oran yüzde 5. Maliye ÖTV den aldığı miktardan belediyeye ödeme yapmadığı için, Belediyenin aldığı yüzde 5'lik bu oran, fiilen yüzde 3.5'e düşüyor. Bu bilgilerle yetinmedim. Geçmiş dönemdeki belediye başkanlarının kendi dönemlerinde maliyeden aldıkları paya baktım. Bedrettin Dalan döneminde İstanbul Belediyesi'nin maliye'den aldığı oran yüzde 14, Nurettin Sözen döneminde alınan pay yüzde 7, Recep Tayyip Erdoğan döneminde alınan pay yüzde 5, şimdi ise bu oran yüzde 3.5. Oysa gittikçe İstanbul'un nüfusu artıyor ve beraberinde sorunları da aynı oranda artarken, bütçeden aldıkları pay ise aksine düşüyor. İstanbul Belediye'sinin bütçesi 3.5 milyar dolar. Belediyenin tüm şirketlerini de ilave ederseniz, toplam konsolide bütçesi 10 milyar dolar eder.
Diğer metropollerin gelirleri On milyon nüfuslu ve 1.200 metrekareye yayılmış Moskova'nın ise bütçesi 35 milyar dolar . Üstelik zamanında metro dahil her türlü alt yapısı hazır bir şehir. 9 milyon nüfusa sahip ve her türlü alt yapısı mevcut Paris'in bütçesi 10 milyar dolar, 8.5 milyon nüfusa sahip Londra Belediyesi'nin bütçesi ise 20 milyar dolar . Üstelik her türlü altyapıya zamanında sahip. Bu araştırma sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne fazlaca yüklendiğimiz kanısına vardım. Elbette belediye sorunları çözecek. Ancak tüm sorunları aynı anda bitirmesi mümkün olmadığı gibi, gelirlerinin de bunu aynı anda yapamaya yetip yetmediğini de görmemiz gerekmez mi? İstanbul'un sorunlarının çözümünü tek başına Kadir Topbaş'tan beklememiz yanlıştır. Merkezi hükümetin de İstanbul'a kaynak aktarımında cimri davranmaması gerekir.
|