|
|
|
Erdoğan: Milletimiz gereken cevabı verecektir
TÜSİAD'ın, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen'e, Başbakan Tayyip Erdoğan eliyle ödül verdiği törene Hrant Dink suikasti damgasını vurdu. Başbakan Erdoğan, "Milletimiz birlik ve beraberlik içinde kenetlenerek, gereken cevabı verecektir. Hiçbir provokasyon, Türkiye'yi huzur ve istikrar içinde daha çok refaha giden yoldan döndüremeyecektir" dedi. Verheugen, "Bu suçu işleyenlerin istediklerine erişmelerine izin vermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. TÜSİAD Başkanı Sabancı da, "Demokrasi sürecinin gelişmesini tehdit eden bu olayı kınıyoruz" diye konuştu. TÜSİAD'ın,
Verheugen'e "Bosphorus Prize for European Understanding 2006(Avrupa Anlayışı İçin Boğaz Ödülü" nedeniyle düzenlenen tören Ankara'da gerçekleştirildi. Törene katılan Başbakan Tayyip Erdoğan, ödül heyecanını Dink cinayetinin gölgesinin düştüğünü ifade ederek, "Suikast haberiyle hepimiz derinden sarsıldık. Bu cinayeti işleyen kanlı eller özgür düşünceye ve demokratik hayatımıza da kurşun sıkmıştır" dedi. Cinayetin üzerine kararlılıkla gideceklerinin altını çizen Erdoğan, "Milletimiz birlik ve beraberlikle kenetlenerek bu cinayete cevap verecektir. Hiçbir kanlı provokasyon, Türkiye'yi huzur ve istikrar içinde daha çok refaha giden yoldan döndüremeyecektir" diye konuştu.
ERDOĞAN'DAN BASINA İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI Demokrasi ve toplumsal barışı daha da güçlendireceklerini söyleyen Erdoğan, Türk basınından da destek istedi. Basının sağduyu öne çıkararak yayın yapmaya devam edeceğini umduğunu belirten Erdoğan, "Umarım basın bize yardımcı olacaktır. Çünkü bu, hepimizin ortak sorunudur" dedi. Verheugen'a ödül verilmesini değerlendiren Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye tam üye olması ve müzakere sürecinin başlamasında katkısına dikkat çekti. Verheugen'in samimi ve vizyon sahibi bir siyasetçi olduğunu belirten Erdoğan, "Bu özellikleri de bize dost olmasında yeterli olmuştur" dedi. AB'nin 11 Aralık kararını da yorumlayan Erdoğan, "11 Aralık kararı 1963'e dayanan AB ile ilişkilerin derinliği ve ruhuyla bağdaşmamaktadır. Bazı AB hükümetlerinin politika saikleri ile hareket etmesi Türkiye'nin cesaretini kırmakta ve Türkiye'ye sürekli olarak olumsuz sinyaller göndermektedir" diye konuştu. Demokratik, laik, hukuk devleti yapısı ile dünya için çekim merkezi olan Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye güç katacağını vurgulayan Erdoğan, alınan karara rağmen Türkiye'nin tam üyelik hedefine bağlı olduğunu belirtti. Türkiye'nin tüm adaylara uygulanan kriterlere tabi olmak istediğini kaydeden Erdoğan, "Karara rağmen çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Rehavet söz konusu değildir" dedi.
VERHEUGEN: İSTEDİKLERİNE ERİŞEMEYECEKLER AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen de konuşmasında, Dink cinayetinin kendilerini derinden üzdüğünü belirterek, Türk toplumuna başsağlığı diledi. Verheugen, "Bu suçu işleyenlerin istediklerine erişmelerine izin vermeyeceğiz. Türk Ulusu'nda, şiddet ve nefretin araç olarak kullanılabileceği izlenimini vermeyeceğiz" diye konuştu. AB süreciyle birlikte Türkiye'deki değişimin "devrim" olarak nitelendirildiğini söyleyen Verheugen, tüm kesimlerin yüreklerini ortaya koyduklarını ifade etti. AB'nin kapılarının Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye'ye açık olduğunu kaydeden Verheugen, Türkiye'den demokrasiye, hukuk devletine bağlılık ve iyi komşuluk ilişkileri beklentisi içinde olduklarını anlattı. "Biz burada hayır işi, ya da Türkiye'ye iyilik yapıyor değiliz" diyen Verheugen, iki tarafın da çıkarlarının sözkonusu olduğunu ifade etti. AB'nin, dünyanın en istikrarsız bölgesinde istikrar ve demokrasi ihraç eden bir ülke olarak Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Verheugen, Türkiye için de Avrupa ile bütünleşme hedefinin Mustafa Kemal Atatürk döneminden beri mevcut olduğunu belirtti. Türkiye ve AB'nin geçici sorunlara değil, uzun vadeli ilişkilere odaklanması gerektiğini bildiren Verheugen, 11 Aralık kararı, her ne kadar hayal kırıklığı yaratmış olsa da, AB'nin kapılarının Türkiye'ye kapandığı anlamına gelmediğini vurguladı.
VERHEUGEN'DEN AB ÜLKELERİNE KIBRIS ÇAĞRISI 11 Aralık kararındaki KKTC'ye izolasyonun kaldırılması çağrısında bulunulmasının önemli olduğunun altını çizen Verheugen, şunları kaydetti: "Ada'da birleşme AB'nin çıkarına olacaktır. Bu tür bir uzlaşmazlık AB içinde kabul edilemez. Korku sorumlulukları ortadan kaldırmaz. Siyasi liderlik, kamuoyu görüşüne göre değil; açık görüş, karakter ve cesarete dayanır. Liderler konuyu halklarına tekrar tekrar anlatmak zorundadır. Türkiye, küresel bir oyuncu haline gelecektir. Biz AB olarak bunu yapmazsak başkaları yapar. Türkiye, AB'nin daha güçlü hale gelmesini sağlayacaktır. Türkiye'nin bir tehdit olmadığını ve memnuniyetle karşılanacak bir değer olduğunu anlatmak bizlerin görevidir. Önümüzde zor, kavisli, yokuşlu yollar var. Bazen hayal kırıklıkları da yaşayabiliriz. Ama size söz veriyorum; ne olursa olsun, ne gerçekleşirse gerçekleşsin, her zaman Brüksel'de bir dostunuz olacak."
SABANCI: KINIYORUM TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı da, Dink cinayetini, "Türkiye'nin güzelliklere layık olmadığını düşünen ve ne yaptığını bilmeyen kişiler mevcut. Bunlardan bir tanesi Hrant Dink'i katletti. Sevilen bir gazeteci olan Dink'in öldürülmesinden dolayı büyük üzüntü duyduk. Demokrasi sürecinin gelişmesini tehdit eden bu olayı kınıyorum" diye değerlendirdi. Verheugen'e ödül verdikleri bu dönemde AB-Türkiye ilişkilerinin rayında gittiğini söylemenin mümkün olmadığını vurgulayan Sabancı, "Üye ülkelerin bazıları verdikleri sözlerden, uluslararası yükümlülüklerden kaçmaya çalışıyorlar" dedi. Türkiye için kabul edilemez bir durum olan imtiyazlı ortaklığın önerildiğine dikkat çeken Sabancı, "Türkiye-AB ilişkileri popülist siyasetçilerin seçim yatırımlarına, vizyon eksikliğine kurban edilmemelidir. Türkiye reform sürecini devam ettirecektir. AB'nin siyasi sorunları ve kimlik bunalımı sona erdiğinde üyelik treni son hızla yol almayı sürdürecektir" diye konuştu. Verheugen'e ödülünü Başbakan Erdoğan sundu.
(ANKA)
|