|
|
Daha üç aylıkken işbaşı yaptı!
İşkadını Berna Sağlam Naipoğlu, beş ay önce anne oldu. Oğlunu evde bırakmaya gönlü elvermeyen Naipoğlu, Efe'yi de her gün ofisine getiriyor, hatta toplantılara bile oğluyla beraber gidiyor.
Bu da başka bir tür taşıyıcı annelik
Her gün bir elinde bilgisayar çantası, diğer elinde beş aylık oğlu Efe'nin pusetiyle işe giden iletişim ve marka danışmanı Berna Sağlam Naipoğlu, ofis dışında yapılan toplantılarda bile oğlundan ayrılmıyor.
'Çocuk da yaparım kariyer de!' deyip, doğumdan sonra gözü arkada kalarak işe giden birçok anne var. İletişim ve marka danışmanı Berna Sağlam Naipoğlu'nun ise gözü de bebeği de arkada kalmıyor. Çünkü o, her gün işe giderken beş aylık oğlu Efe'yi de yanında götürüyor. Berna Sağlam'ı belki Vakko'nun halkla ilişkiler müdürlüğünü yaptığı dönemden hatırlarsınız. Kendisi yaklaşık 14 yıl Vakko'da çalıştıktan sonra iki buçuk yıl önce, ortağı Fem Güçlütürk ile birlikte, bernaylafem adlı iletişim ve marka yönetimi şirketini kurdu. Berna Hanım ayrıca Kültür Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim görevlisi. Dünya
gazetesinde de her hafta yazdığı bir köşesi var. Anlayacağınız pek yoğun bir iş kadını kendisi. Derken bir gün Berna Sağlam, Berna Sağlam Naipoğlu oldu ve beş ay önce oğlu Efe dünyaya geldi. O da çalışan pek çok anne gibi oğlunu evde bırakmak konusunda sıkıntıya düşmüş ve sonuçta bırakmamaya karar vermiş. Doğumdan iki ay sonra, her gün onu da bakıcısıyla birlikte işe getirmeye başlamış. Üçü her gün Çengelköy'deki evden kalkıp, üç dört büyük çantayla Nişantaşı'ndaki ofise taşınıyorlar. Naipoğlu'nun ortağı da bu işi çok desteklemiş. Ofisteki arşiv odasına Efe'nin yatağını kurmuşlar, oyuncaklarını da yerleştirmişler. Efe şimdi odasındaki dosyaların arasında, büyümüş de küçülmüş bir işadamı edasında oturuyor. Keyfi de yerinde, çünkü her acıktığında anne memesi yanı başında. Ayrıca annesinin dersi olduğu günlerde Kültür Üniversitesi'ne de gidip, teneffüslerde meme emmeyi bekliyor.
İŞİ DE BEBEK GİBİ - Efe'yi her gün ofise getirmeye ne zaman karar verdiniz? - Doğduktan sonra. Doğumdan önce kararsızdım. 'Onu arada bir mi getirsem, biraz daha evde mi otursam ya da iş yerindeki saatlerimi mi kıssam?' gibi düşüncelerim de vardı. İşe geç gelip erken çıksam, bu sefer işten de tam verim alamayacaktım. Hayatım boyunca çok yoğun çalıştım. İş disiplinim var. Çok çatıştım açıkçası.
- Doğumdan sonra annelik ağır bastı yani. - Anneliğin ağır bastığı büyük bir gerçek ama aynı zamanda işi bırakamama duygusu da vardı. İş de iki buçuk yaşında bir çocuktu benim için. Ona da çok emek verdik. Bebek geldi diye onu ihmal etmek olmaz. Sonuçta o bebeğin geleceği de bu işe bağlı. Hamileliğimde de son iki haftaya kadar çalıştım zaten.
MELİS D. ÇALAPKULU
|