|
|
Türk Kerkük'ün Türkçe olan adını bile Arapça yapmıştı
Irak'ta, 1936'da krallığın kurulmasından itibaren, vaktiyle bir milyondan fazla Türk'ün yaşadığı Kerkük ve çevresinde uzun vadeli bir 'Araplaştırma' politikası uygulandı. Bu politika Bağdad'a Baas rejiminin hâkim olmasıyla daha da sertleşti. Türk bölgelerinde Arap yerleşim merkezleri kuruldu ve Türkler'in gayrımenkul alım ve satımları kademeli olarak yasaklandı. Kerkük'e bağlı ilçeler başka vilâyetlere bağlanarak şehrin yüzölçümü yarı yarıya düşürüldü, Türk nüfus kademeli bir göçe tabi tutuldu ve Irak'ın sadece Araplar'ın yaşadığı güney kesimlerine, Basra taraflarına gitmeye zorlandı. Saddam Hüseyin daha sonra Kerkük'ün adını da değiştirip 'El Te'mim' yaptı. 1924, 1946 ve 1959 yıllarında büyük katliamlara sahne olan Kerkük'te, Saddam Hüseyin'in iktidarı sırasında iki katliam daha yaşandı. Vilâyetin önde gelen Türk entelektüelleri, 1980'in 16 Ocak günü Saddam'ın talimatıyla apar-topar yapılan gizli bir yargılamadan sonra toplu halde idam edildiler. 1991'de Körfez Savaşı'nın sona ermesinden ve kuzeydeki Kürtler'in ayaklanmalarının kimyasal silâh kullanılarak bastırılmasından sonra, Saddam Hüseyin'e bağlı birlikler Kerkük'ün Tuzhurmatu kasabasına girerek çok sayıda sivili kurşuna dizdi. Yüzlerce senelik Türk eserleri yerle bir edildi, Türk sınırına doğru göçe başlayan halkın üzerine ateş açıldı ve helikopterlerle taranan Kerkük hemen arkasından top ateşine tutuldu. Tuzhurmatu'daki katliamın daha korkuncu Kerkük ile Erbil arasında bulunan Altınköprü kasabasında yaşandı, her cins ve her yaştan yüzlerce Kerkük Türk'ü, isyan ettikleri gerekçesiyle kurşuna dizildi.
|