|
Peygamberin sahte kefeni, meğerse İstanbul'da yapılmış
|
|
İTALYA'NIN Torino şehrindeki Vaftizci Yahya Kilisesi'nde ketenden dokunmuş eski bir örtü vardır ve örtünün Hazreti İsa'nın çarmıhtan indirilmesinden sonra sarıldığı kefen olduğu iddia edilir. İki buçuk metre uzunluğundaki örtü, 11. yüzyıla kadar Urfa'da bir kilisede saklandı ve daha sonra İstanbul'a getirildi. Haçlılar'ın İstanbul'u 1204'de yağmalaması sırasında kayboldu, 1350'lerde Fransa'da bulundu, bir kiliseden ötekine taşındı, 1532'de yanma tehlikesi geçirdi, 16. yüzyılın sonlarında İtalya'ya götürüldü ve Torino'daki Vaftizci Yahya Kilisesi'ne kondu.
VATİKAN
PİŞMAN 1898'de, kefende o güne kadar farkedilmemiş bazı izler keşfedildi: Kefen parlak ışığa tutulduğunda, tam ortasında kırbaçlanmış, başına dikenden bir taç oturtulmuş ve çarmıha gerilmiş bir insanın negatif filmi andıran görüntüsü beliriyordu. Üstelik, görüntünün el kısımlarında kurumuş kanlar vardı ve bir gözüne de İsa'nın doğumundan 30 yıl öncesine ait bir para sıkıştırılmıştı. Romalılar'ın çarmıha gerdikleri mahkumların gözlerine kendilerinden geçmeyip acıyı daha fazla hissetmeleri için madeni paralar koydukları eskiden beri bilinirdi. Hristiyan dünyasında, birdenbire bir "kefen tartışması" başladı. Bazı Hristiyanlar kefenin Hazreti İsa'ya ait olduğunu kabul ediyor, bazıları ise ortaçağda papazlarının kiliselerinin şanı ve şöhreti için efsane uydurduklarını söylüyordu. Tartışmalar senelerce devam etti ve Vatikan, 1988'de kefene Karbon- 14 testi yapılmasına izin verdi. Kefenden kesilen milimetrik parçalar önce Teksas, daha sonra da Arizona, Oxford ve Zürih Üniversiteleri'nin laboratuvarlarında incelendi ama gelen sonuçlar, Vatikan'ı teste izin verdiğine pişman edecekti. Kefenin tarihi 13. asırdan geriye gitmiyordu, yani İsa'dan en az 1200 yaş genç idi. Moskova'da son teknoloji uygulanarak yapılan test ise, Torino Kefeni'nin 8. asır başlarında yapıldığını ortaya çıkardı. Üstelik, kefenin üzerindeki flora kalıntılarının, yani otlarla çiçeklerden kalma mikroskopik tozların çoğu İstanbul'a aitti ve kumaş çok büyük bir ihtimalle İstanbul'da dokunmuştu. Sadece Torino Kefeni değil, Çemberlitaş'ın altında bulunduğuna inanılan kutsal eşya da acaba birer Bizans yalanı mı? Ah bir bilebilsek...
|