|
|
Plan çomaklanmadan
Bugünkü Fenerbahçe takımı dört yıllık birikimin ve planın ürünüdür. Fenerbahçe yönetimi Christoph Daum ile sözleşme imzalarken yeni bir takım oluşturma kararı vererek, özellikle Türk oyuncuların iyilerine ve gençlerine yöneldiler. Tuncay Şanlı, Kemal Aslan, Selçuk Şahin, Serkan Balcı ilk etapta takıma katılan isimlerdi. Bunların peşinden Volkan Demirel, Mehmet Yozgatlı, Mahmut Hanefi, Önder Turacı, Uğur Boral geldi. Eldeki kaliteli Türkler de korundu. Rüştü, Ümit Özat ve son olarak Tümer Metin kadronun tecrübeli isimleri oldular. Bu dönemde Ceyhun (A.Gücü), Ali Güneş (Beşiktaş), Yusuf (Denizli), Serhat Akın (Anderlecht) ve Servet Çetin (Sivasspor) takımdan ayrıldı. Yani kadroda kalanlar bir tarafa, gidenlerin de kalitesi tartışılmaz. Yine plan içinde çok önemli oyuncular transfer edildi. Van Hooijdonk'un peşinden Alex, Anelka ve Appiah gibi üst düzey futbolcular geldi. Bu süre içinde kadronun genç yetenekleri de gelişip, karakter kazandılar. Bugün, sadece hazırlık döneminde takımların (Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray) oynadığı hazırlık maçlarına baktığımız da bile Fenerbahçe'nin rakiplerine fena halde fark attığı ortada. Öylesi bir kadro oluşmuş ki, maçları kendilerine keyif haline getirip, sıkılmadan sonuca gitmeyi başarıyorlar. "Keyif alma" Zico'nun da baş söylemi... Göreve geldiği ilk gün oyuncularına bunu empoze etmeye çalıştı. "Sahadan zevk alarak çıkın" diyerek onlara bir felsefe çizdi. Fatih Terim'in de UEFA şampiyonluğuna kadar giden takımına, aynı gözle yaklaştığını hatırlatmakta fayda var. Planlı transfer, zevk felsefesi ve kaliteli kadronun birleşimiyle birlikte Fenerbahçe'nin Türkiye'deki diğer rakiplerinden ayrıldığını net bir şekilde görüyoruz.
DETAYLAR DÜŞÜNÜLMELİ Çok büyük tepkiler de aldığımız Zico eleştirilerimizdeki "bam teli" de burası zaten. "Yürüyen teker" e çomak girmemesi için tecrübeler dahilinde gözlemler aktarılırken, "dokunulmaz" bir bölge yaratıldı. Halbuki eleştirinin iyi günde yapılanı makbul olmalı, bunu değerlendirmesi gereken kişiler önlemlerini almalı veya bildiklerini yapmalı. Yoksa, takım kötüye gittiğinde zaten yazılacak o kadar çok şey var ki... İkinci yarı bu nedenle çok önemli. Dört yıllık çalışmaların heba olmaması için, büyük hedeflerin peşinden giderken, isteğin azalmaması için detayları düşünmek gerekir. Sözleşmesi biten Türk oyuncuların karşılığında alınacak başka ay-yıldızlı pasaport taşıyan yok. Yabancı sayısının kısıtlı olduğu bir ligde bu oyunculara olan yaklaşım değişmeli. Özel olduklarını hissettirmek, bunun farkında olunduğunu göstermek yetecektir. Yoksa sezon başı raporunda "Gitsin" dediği oyuncuya, şimdi talip çıktığında "kalsın" diyen bir teknik adam değerlendirmesi ile plan yürümez.
|