Başbakan Erdoğan'dan İstanbul trafiğine radikal çözüm: Plaka sayısını belirleyerek dondurmamız lazım. Sadece plakası olanlar araç alabilecek.
Başbakan Erdoğan, İstanbul'a vize uygulanmasını istedikten sonra "Belki beni oy kaybına mahkûm etmek isteyecekler. Ama söylemek zorundayım" dedi ve İstanbul trafiği için şöyle konuştu: "Şu anda İstanbul'da 2.5 milyon plaka var. Bu fazla."
2 MİLYON PLAKA OLMALI "İstanbul için belki plaka sayısını belirleyip dondurmak lazım. İstanbul'a plaka sayısınca araba girmeli. 2 milyon ya da daha az. Sadece plakası olanlar araç alabilecek ya da plaka sahibi arabasını yenileyecek. Aracını başka şehirde ikinci ele satacak."
"PLAKA RANTI DOĞURUR" Erdoğan'ın sözleri için Prof. Dr. Ülkü Azrak "Anayasa'ya aykırı değil. Kamu yararı için yapılabilir" görüşünde. Otomotiv üreticileri ise "Uygulanamaz" deyip şu tepkiyi gösterdi: "Araç satışı azalır. Plaka karaborsaya düşer. Takside olduğu gibi plaka rantı yaratılır."
"İstanbul'da plaka sayısını azaltacağız"
Başbakan Erdoğan, İstanbul'un trafik sorununa yönelik ilginç bir öneride bulundu: "Oy kaybetme pahasına olsa da plaka sayısını donduracağız" Erdoğan şöyle konuştu: İstanbul'da 2.5 milyon plaka var. Bu fazlaysa bunu 2 milyona indirmeliyiz. Bundan sonra İstanbul'a ilave araç giremez.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Kızılay tarafından hazırlanan "Afet Zararlarını Azaltma ve Toplumu Harekete Geçirme Projesi"nin Grand Cevahir Otel'de gerçekleştirilen tanıtım toplantısına katıldı. Başbakan Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada İstanbul'un ulaşım sorununun çözümü için plaka sayısının dondurulması gerektiğini söyledi. '1995'te İstanbul'a girene vize uygulaması yapılmalı' dediğinde herkesin kendisini topa tuttuğunu hatırlatan Erdoğan, "Aynı şeyi yine söylüyorum. Hükümetin tek başına yapacağı bir şey değil, toplum olarak hep beraber yapmamız gereken bir şeydir" dedi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
YENİ
ARAÇ GİREMEMELİ "Yeri geldiği için söylemek zorundayım. Bundan dolayı da tefe koyacaklar, bundan dolayı da beni oy kaybına uğratmak isteyenler olacak. Ama İstanbul için bunu söylemek durumundayım. İstanbul'a her gün 600-700 tane yeni araç giriyor. Ben diyorum ki 'İstanbul için belki de plaka sayısını belirleyerek dondurmamız lazım'. Yani İstanbul'a plaka sayısınca araba girsin. Şu anda ne kadar plaka var İstanbul'da; 2 buçuk milyon. 2 buçuk milyon fazla. Ne olacak? Bunu 2 milyona indireceğiz. Eğer ulaşım altyapınız 2 milyona müsaitse 2 milyon. Daha azsa daha az. Bundan sonra yeni ilave bir araç İstanbul'a giremeyecek. Peki girmek istiyorsa ne olacak? Ulaşım altyapısı güçlendikçe, şehir bunun tedbirlerini aldıkça açılabildiğince bu sayı artar. Aksi takdirde sen plakası olandan plaka alacaksın. Ya da plaka sahibi aracını yenileyecekse arabasını farklı illerde satışa çıkaracak. Bunu İstanbul için yapmak zorundayız. Eğer İstanbul'u seviyorsak, eğer Türkiye'yi seviyorsak bizim buna ihtiyacımız var." Londra ve Tokyo başta olmak üzere dünyada da bunun değişik uygulamalarının yapıldığını ifade eden Erdoğan, "Biz de bunu yapmak zorundayız. Ulaşım altyapısı zenginleştikçe farklı adımlar atılabilir, o ayrı mesele. Ama şu anda bizim buna ihtiyacımız var. Ben bunu söylüyorum. Bunun altyapısını kim oluşturacak? Medya oluşturacak, sivil toplum kuruluşları oluşturacak hep beraber oluşturacağız. Benim halkım buna inanacak ki biz bunun adımını atalım. Ben buna cebir uygulaması yapamam. Niye, demokrasi? Otoriter ve totaliter bir rejim içinde değiliz" şeklinde konuştu.
SORUMLULUĞUMUZ VAR 17 Ağustos depremi sonrasında binaların çürük zeminlere yapıldığı gerçeğinin ortaya çıktığını hatırlatan Erdoğan, bu konuda daha önce uzmanlarının toplumu yeterince uyarmadığını ileri sürdü. Erdoğan, İstanbul'daki çarpık yapılaşmaya ilişkin olarak da "Bu konuda devletin bütün kurumlarının sorumluluğu var. Peki senin, benim, onun bu konuda hiç sorumluluğu yok mu? Elbette var. 'Bunu cahiller yapıyor' deyip geçebilirsiniz ama bunu aklı başında bilgili insanlar da yapıyor. Bu ihmalkarlığın altında maddi menfaatler yatıyor. Olay menfaat odaklıdır, çıkar odaklıdır" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, İl Deprem Haritası'nın yeterli olmadığını yenisinin hazırlanması gerektiğini de ifade etti ve İstanbul'un kıyı bölgelerinde dolgu zemin üzerine yapılan binaların depremde çökme tehlikesi ile karşıya karşıya olduğunu sözlerine ekledi.