| |
|
|
Ne oldu?
2003'te Irak Savaşı başlarken ve başladıktan sonra yazılanları şöyle bir düşündüm. İlk tartışmalar tezkere krizi sırasındaydı. Çoğunluk "Hayır" derken, ben ve birkaç yazar "Evet" diyorduk. Benim kaleme aldığım gerekçeler şöyleydi: "Türkiye, Irak'ta olmazsa, kırmızı çizgilerini koruyamaz. ABD'nin yanında etkin müttefik olarak Kuzey Iraklı Kürtler yer alır. Bunun doğal sonucu olarak Kürt devleti kurulması olasılığı ortaya çıkar. Musul ve Kerkük, Kürt devletinde kalırsa Türkiye'nin toprak bütünlüğünü koruması zorlaşır. Bugün Irak'a girmezsek yarın başka bir şekilde yine girmek ve bu kez dünyayı yanımızda değil karşımızda bulmak durumunda kalırız." Takip eden dönemde miyoplar, beni ve benim gibi düşünenleri "hipermetroplukla" suçladı. Oysa uzağı görmek, yakını görememek anlamına gelmezdi. Ama asıl önemli olan uzağı görebilmekti. Irak'ta ABD zora girince miyoplar sevindi: "Bakın iyi ki, girmemişiz ." O zaman da yazdık, "Sevinmeyin, ABD başarısız olup çıkarsa kabak başımıza patlar." Onu bile göremediler. Şimdi Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı, ABD'nin Dışişleri Bakanı bizim üç yıl önce işaret ettiğimiz tehlikenin kapıda olduğunun sinyallerini veriyorlar. Irak göz göre göre bölünüyor. ABD her ne kadar bunu istemediğini söylese de, Saddam'ın idam biçimiyle bile bu bölünmeyi körükleyecek adımlar atıyor. İsrailli siyaset bilimcilerin bölünmeyi destekleyen yazılar yazdığını yıllardır hatırlattık. Bu bölünmede Irak içinde bir eşitsizlik olacağı kesin gibi duruyor. Türkiye çok büyük bir belanın eşiğinde. Haberiniz var mı?
|