| |
|
|
Neleri yazarım?.. Niye yazmam!..
En çok aldığım notlardandır okurdan.. "Falan konuda görüşlerinizi okumadık. Neden?.. Oysa görüşlerinizi çok merak ediyoruz.." Sağ olsunlar.. İlgilerine teşekkür borcum.. Ne varki her konuda yazmak mümkün değil.. Çünkü konu sonsuz. Bu ülkede yeri en geniş köşe yazarlarından biri olmama rağmen, her şeyi yazmam mümkün değil.. Seçiyorum o zaman.. Bu seçimde en önemli rolü ortam oynuyor.. Bir konuda hemen herkes yazıyorsa, bin yazı çıkıyorsa zaten, "Bir de ben" diye araya girmiyorum pek.. Hele tartışma dengeliyse, yani lehte ve aleyhte yazılar başa baş gidiyorsa, bir de benim katılmamım tartışmaya fazla bir yararı olmayacak. O zaman gidip başka şey yazıyorum.. Ama tartışma dengesizse.. Bir taraf yığın halinde yüklenirken, aksini savunanlar çok azsa, ya da hemen hemen yoksa ve ben aksi fikirde isem, o zaman devreye giriyorum.. "Hıncal herkesin tersini yazar" iddiası da galiba buradan doğuyor. Bir yığın fikre karşı, hele tek başıma duruyorsam, o zaman ses getirmek, o kalabalığın arasında boğulmamak, yok olmamak için üslubu da sertleştiriyorum. Genelde siyaset yazmayışım bu yüzden.. Herkes yazıyor çünkü.. Ekonomiyi hiç yazmıyorum. Çünkü para lafından hep nefret ettim. Ekonomiden anlamam. Ben hayatı yazmayı tercih ediyorum. Günlük hayatı, tüm unsurları ile. Kimsenin yazmadığı konuları özellikle tercih ediyorum ki, onların da sesi olsun medyada.. Son günlerde sizden mektuplar gene yığıldı.. "İlle yaz" dedikleriniz.. O zaman iki satır..
* * *
Lokmacı Kapısı.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bir bağımsız devlet ise, ki onu tanıyan tek dünya ülkesi Türkiye için öyledir, KKTC kendi kaderini belirleme ve kararlarını alma hakkına sahiptir. Uluslararası alanda "Barışçı" taraf olduğunu göstermek akıllı bir düşüncedir. Talat'ın köprüyü yıkması akıllı ve doğru bir karardır. KKTC'yi bağımsızlığa kavuşturan Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Bu bağımsızlığının bugün devam etmesinin etkin gücü de, ayni ordudur. Bu bakımdan Kıbrıs ile ilgili radikal kararlar alınırken, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görüşünün bilinmesi gerekir. Genelkurmay'ın bu istemi doğru ve haklıdır. Nasrettin Hocaya benzedim değil mi?.. Siz de haklısınız.. Yanlış, Türk Hükümetinde. Türk Silahlı Kuvvetleri Türk devletinin emrindedir. Muhatabı, başbakandır. Kıbrıs Cumhurbaşkanı değil. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ortadan çekilmesi, KKTC ile Genelkurmayı karşı karşıya bırakmış, bunun sonucunda ortaya tatsız ve Kıbrıs Rumlarına bayram ettiren bir tablo çıkmıştır. Başbakan Erdoğan'ın seçilmesinde büyük rol oynadığı, KKTC'nin barışçı hamlelerini başından beri desteklediği gerçeğinden baktığınızda, ortadan kaybolarak Talat'ı yıpratmak istediğini düşünemezsiniz.. O zaman?..
* * *
Orhan Pamuk konusu.. Nobelli Orhan Pamuk, bir gün için Radikal'e Genel Yayın Müdürü oldu ve bu imkânı Cumhuriyet'e saldırmak için kullandı. Pamuk 23 Nisan'da önemli koltuklara oturan çocuklar gibi davrandı. Ki o çocukların çok daha akılcı eylem ve söylemler içinde olduklarını 23 Nisan televizyon yayınlarından biliyorum. Cumhuriyet kale gibi yerinde duruyor. Pamuk küçüldü. Nobel'le kazandığı itibarına bir kere daha gölge düşürdü.
* * *
Hülya Avşar olayı.. Hayır.. Gazeteci aklına gelen her soruyu soramaz. Bu mesleğin de kendine has kuralları ve ahlakı var.. Bu ülkenin magazin anlayışı içinde "Gurup" lafının nasıl kullanılabileceğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Yığınla örnek yaşadık. Hülya Avşar tepki göstermekte yerden göğe haklı.. Ama tepkisinin şekli yüzünden, haklıyken haksız duruma düşmenin örneği oldu. Bir gazeteciye "Dangalak" demek, "Patronuna şikâyet edeceğim" şantajı yapmak da, Hülya'nın hakkı ve haddi değil.. Öfkelendi ve yıprandı. Yanlış soruyu soran gazeteciyi de kahraman yaptı..
|