Sağlam ilişkilerin anahtarı: Empati
Hepimiz birbirimizden farklı düşünebiliriz; ama bir başkasının farklılığına kafayı takmak ve bu takıntılarla yaşamak bizi ne kadar çok strese sokuyor bir düşünün... Kendimizi hem duygusal, hem fiziksel olarak yıpratıyoruz. En yakın arkadaşımızla, eşimizle, annemizle, patronumuzla ve iş arkadaşımızla ilişkilerimizde yaşadığımız stresin en büyük nedeni; kontrol etme arzumuz ve her şeyin nasıl olması gerektiğini yalnız kendimizin bildiğine inanmamız. Yargılama alışkanlığını değiştirmek bilinçli bir çaba ister. Mutluluğu ve ilişkilerdeki uyumu ancak iyi disiplin edilmiş düşünce getirir. Amerikalı meşhur psikolog Philip McGraw, 'hayat ilişkilerimizdir' diyor. Doğru! İlişkilerinizde biraz daha uyum arıyorsanız, kendinizin ve karşınızdakilerin davranışlarını öngörüp, empati (kendini karşıdakinin yerine koymak) geliştirme alışkanlığını oturtmanız şart. Farklılıklarımıza değil, benzerliklerimize konsantre olarak yaşamayı öğrenmek; ne kadar önemli ortak bağlarımızı güçlendirmek için. 'Benden farklısın' demekten ziyade, 'benim gibisin' diyebilmek... 'Korkularım, beklentilerim, hayallerim ve çocuğuma sevgim seninkinden farklı değil, aynı' diyebilmek ve kendimizi başkasının yerine koyup, onun hissettiğini hissedebilmek...
DUYARLI OLABİLMEK Mesela; eşinizin size davranış şeklinin nedenini ve niye böyle davrandığınızı anlasanız ve bunu nasıl değiştirebileceğinizi bilseniz, evliliğinizi geliştirmek konusunda büyük bir adım atmış olursunuz. Bu bilgilerin avantajını çocuğunuzu yetiştirmek, iş yerindeki ilişkilerinizde, alışveriş yaptığınız insanlarla, kısaca tüm ilişkilerinizde kullanabildiğinizi düşünün... Hangi davranışın size hangi sonucu getireceğini bilmeniz ve bu duyarlılığı oturtmanız, hayatınızın tüm akışını değiştirir. Philip Mc Craw; 'Life Strategies' adlı kitabında insana ait en belirgin 10 duygusal davranış özelliğini şöyle sıralıyor. 1. İnsanların en büyük korkusu 'reddedilmek'. 2. İnsanların en büyük ihtiyacı 'kabul edilmek'. 3. İnsanlarla ilişkilerimizi düzgün bir şekilde yürütebilmek için karşımızdakinin öz güvenini artıracak şekilde onlara ulaşmalıyız. 4. Herkes, her duruma bir parça da olsa 'acaba bunun bana ne faydası olur' düşüncesiyle yaklaşır. 5. İnsanlar kendileri için şahsi önemi olan şeylerden konuşmayı tercih ederler. 6. İnsanlar kendilerini sevenleri severler, güvenirler ve inanırlar. 7. İnsanlar genellikle görünüşteki nedenden farklı nedenlerle hareket ederler. 8. Vasıflı insan bile bazen küçüklük gösterebilir. 9. İnsanlar sadece anlamak istedikleri gibi duyarlar. 10. Herkes sosyal bir maske takar. Kişiyi tanıyabilmek için maskesinin ardına bakabilmelisiniz. Yukarıdaki her madde, tipik insan ruhunu tanımlıyor. Her birinde kendimizi görmemiz mümkün. Belki dozu farklı... Ya da şöyle diyelim; duygusal ihtiyaç aynı da bunu yansıtma şekillerimiz farklı. Bu durumda; bakış açınızı ne kadar geliştirip, anlayışınız artarsa o kadar esnek ve o kadar şefkatli olursunuz. Kendinizi anlayınca başkalarını da anlarsınız. Yani; hislerinizi daha yakından tecrübe edip, kendi hatalarınızı anladığınızda, başkalarınınkine de daha esnek olursunuz, en azından hoşgörünüz artar. Araştırmalara göre; hayata olumlu bakmak yüzde 40-55 genetik, geri kalanı kendinizi yetiştirmenize bağlı.
|