|
|
Avşar olayına serin bir bakış
Evet , "serin" diyorum, çünkü bu tür hassas konularda acele tepkiler ve yorumlar hep havada kalır. Tozun toprağın yatışmasını bekleyip, soğukkanlılıkla değerlendirmek en iyisidir. Aksi halde "Bu işin arkasında acaba Bülent Ersoy mu var?" şeklindeki komik komplo teorilerini bile ortaya atmaya kalkabilirsiniz.
Hatalar zinciri Gelelim işin özüne: Show TV'nin magazin muhabiri Seyhan Erdağ, Hülya Avşar'a soru sorunca ünlü sanatçı küplere bindi. Peki neydi Hülya Avşar'ı kızdıran soru? "Bu gruba Saadettin Bey de dahil olacak mı?" Hülya Avşar tüm zeka kıvraklığına rağmen bazen sinirlerine hakim olmakta güçlük çekiyor. Bunun örneklerini daha önce de görmüştük. Bu kez de öyle oldu. Sorunun içindeki "grup" kelimesine takıldı. Bunu önemsedi ve o kelimenin üzerine gitti. O anda Hülya Avşar'ın beyninde "grup" kelimesinin çağrıştırdığı özel anlamlar yankılandı ve patladı. Oysa bu kelimenin üzerine basmaması gerekirdi. Aşırı tepkisiyle, o kelimenin altını kalın bir çizgiyle çizmiş oldu. Onun gibi zeki bir profesyonelden beklenen, soruyu olgunlukla savuşturmasıydı. Hülya Avşar'a "Türkiye'nin en zeki kadın sanatçısı" diyorlar. Peki bu kriz anında kullanmayacak da ne zaman kullanacak zekâsını? Sadece beyaz tişört üretirken mi? İletişim fakültelerindeki gazetecilik derslerinde "röportajdan manşet çıkarma" konusuna verilen ilginç bir örnek vardır. Papa, yurtdışı seyahatindedir. Uçağın kapısında onu gazeteciler karşılar. Biri, "Genelevleri de ziyaret edecek misin?" diye sorar. Papa hayretle "Burada genelev var mı ki?" der. Ertesi gün gazeteler aynı başlıkla çıkar: "Papa hazretleri gelir gelmez 'Burada genelev var mı?'' diye sordu..." Bana göre Avşar gibi zeki bir profesyonelin bu tuzağa düşmemesi gerekirdi. Avşar'ın ikinci büyük hatası, muhabire "Senin patronunla konuşacağım, bir daha seni bana göndermesin" şeklindeki tepkisiydi. Bu tavrı, Hülya Avşar hakkında bugüne kadar yazılan ve yayınlanan tüm olumlu haberleri ister istemez tartışmaya açtı. Avşar tepki verirken bunu da öngöremedi... Bir de şu el hareketleri var... Yüzde yüz haklı bile olsa havaalanında muhabir Seyhan Erdağ'ın çenesini tutmaya çalışması, muhabirin de geri çekilerek, "Lütfen kendinize hakim olun" demesiyle, Avşar, Kırkpınar pehlivanı gibi açığa düştü. Bu da üçüncü hata...
Stratejist lazım Bir kriz anında arka arkaya en fazla kaç strateji hatası yapılabilir? Yanıt eğer üç ise, "zeki" unvanı da tartışmaya açılır. Aklımı kendime saklamayı tercih etsem de, Türkiye'nin en ünlü sanatçısının kendini bu kadar kolay heba etmesine gönlüm razı olmuyor. Hülya Avşar'ın bugün yapacağı en akıllıca iş, stratejistlerden oluşan deneyimli bir kurmay heyetinin nezaretinde hayatını ve markasını yeniden konumlandırması olacak. Kendime saklayamadığım naçizane tavsiyem budur.
|