|
|
Hayatınızı çalmasına izin vermeyin
Zaman-mekân kavramları yok, kayıp zamanda çıkılmış bir yolculuk gibi... Alzheimer, en yakınınızı sizden yavaş yavaş çalan bir hastalık
"Nasıl geldiniz?" diye tekrar sordu yaşlı kadın. Gülümsedi adam. "Tarif ettiler, geldik," diye cevap verdi. 2006 yılının son haftasında sıra dışı bir yılbaşı partisindeyim. Koşuyolu'nda üç katlı bir daire. Her taraf rengârenk. En çok göze çarpan ise tavandan sarkan yılbaşı süsleri. Salonun hemen sağ tarafına bir bar kurulmuş. Aslında görünüşü bar. Alkol yok. Garsonlar ellerinde tepsilerle meyve suyu, köfte, börek, peynirli kanepe servisi yapıyorlar. Hemen yanı başımda oturan yaşlı kadını ve yılbaşı partisine eşlik eden ailesini izliyorum. Yaşlı kadın oğlu olduğunu sandığım adama durmadan bir şeyler soruyor, oğlu ile gelini de çoğunlukla tekrar edilen sorulara, bıkıp usanmadan cevap veriyor. Kadın beş dakikada bir yineliyor. "Peki ama nasıl geldiniz buraya?" "Telefon ettik, tarif ettiler, biz de geldik"...
***
Alzheimer Vakfı'nın huzurevindeyim. Her yıl düzenledikleri yılbaşı partisindeyim. Bütün huzurevi sakinleri en güzel kıyafetlerini giymiş, yakınlarıyla meyve suyu içip şarkılar söylüyor. Vakfın broşüründeki cümleleri ilk defa okuduğumda tokat yemiş gibi olmuştum. O artık sizi tanımıyor. Zaman, mekân kavramları yok. Kayıp bir zamanda çıkılmış bir yolculuk gibi... Ne yaparsanız yapın, bir arpa boyu yol alamıyorsunuz. Kaygılarınız her geçen gün artıyor. Son gidilen doktor teşhisini koydu. Alzheimer hastalığı. Alzheimer, halka arasında genel olarak 'Bunama' diye adlandırılan durumun en sık rastlanan nedenidir. Alzheimer hastası anneniz, babanız, eşiniz ya da çok sevip değer verdiğiniz büyüğünüz olabilir. Alzheimer, en yakınınızı sizden yavaş yavaş çalan bir hastalıktır.. Kendi hayatınızı çalmasına izin vermeyin. Ne zaman Alzheimer hakkında yazı yazsam, beni mail yağmuruna tutuyorsunuz. Cevabı aranan soru ortak. "Bu hastalığa yakalanmamak için ne yapmalıyım?" Maalesef sorunun yanıtı bende değil. Aslında kimse yanıtı bilmiyor. Daha da kötü bir haberim var, herkesin başına gelebilir. "Pazar sabahı nereden çıktı bu yazı?" diye düşünmeyin. Amacım hastalığın korkunç taraflarını anlatmak değil. Amacım, Alzheimer Vakfı'nın bir huzurevi açarak hem hastalara, hem de yakınlarına nasıl bir nefes aldırdığına dikkati çekmek. Öncelikle şunu söyleyeyim, "Biz Alzheimer hastası da alıyoruz," diyen hiçbir huzurevine inanmayın, güvenmeyin. Öyle tecrübelerim var ki, anlatsam roman olur. Bizim kısaca 'bunama' dediğimiz bu hastalığın bakımı öyle kolay değil. Alzheimer Vakfı Huzurevi'nin işletmeciliği Acıbadem Huzurevleri tarafından yapılıyor. Bütün personel konunun uzmanı ve deneyimli. Üstelik ne olup bittiğini, hastanızın bütün gün ne yaptığını, bilgisayarınızdan canlı olarak izleyebiliyorsunuz. Ziyaret? Ne zaman isterseniz. Sosyal aktivite? Yılbaşı, yaza merhaba partileri, el becerilerini geliştirme için çeşitli oyunlar. Ayrıca hasta yakını destek hizmetleri..
***
"Nasıl geldiniz?" diye tekrarladı yaşlı kadın. "Tarifle," diye cevap verdi adam. Sonra yaşlı kadını dansa kaldırdı. Yaşadığım en sıra dışı yılbaşı partisiydi. Havada sevgi vardı.
|