|
|
|
|
|
|
'Ne zaman birimiz düştü diğeri el verdi'
- Bana ayrılıklarınızı anlatır mısın? Böyle bir ilişki ayrılmadan, ayrı kalmadan kurulmaz çünkü... - Tabii ki çok çok fırtınalı oldu. Üç yıl... Yani çok inişli çıkışlı, çok fırtınalı, çok tartışmalıydı. Birbirini tutamayan iki insanın ama birbirinden kopamayan iki insanın hikâyesi, ipteki cambazlar gibi. Ama o ipteki cambazlardan biri düşüyorken diğeri hep el verdi. O bu toplumda milyonlarca seveni olan, milyonlarca kadının âşık olduğu, bakışına, duruşuna, oturuşuna âşık olduğu bir erkek. Her yaptığı şeyin bu toplumda nasıl karşılık bulacağını hep çok düşünen, bunun kaygısını duyan, müthiş bir sorumluluk duygusu ile yaşayan biri. Ben değilim mesela, ben daha anarşist bir kadınım. Ben bütün dağları yıkabilirim. Bunlar çok önemli çatışma noktaları. Bir kadınla bir erkeğin arasında olan şeyin çok ötesinde, tüm toplumun 70 milyonun önünde duran bir insan, bir erkek ve bir de yanında bir kadın. Şimdi bunun alışılmış bir kadınla bir erkeğin ya da hani klasik o ideoloji içindeki bir erkekle kadının çatışmasından da çok farklı özellikler taşıyor. O sadece kendi hayatını yaşamıyor. O 70 milyonun kalbini de kendi kalbinin içine koyuyor ve bunun üzerinden nasıl algılanır, nasıl yaşanır, nasıl tanınır, nasıl bilinir diye hayatı boyunca, gecelerce uykusuz kalarak yaşıyor. Bu benim çok saygı duyduğum bir şey olmakla birlikte, benim yapmayacağım bir şey.
|
|
|
|
|
|
|
|
|