|
|
|
|
|
Yazın en serin içkisi
|
|
Tarih öncesinden yadigâr bir sıvı olan biranın kökeni, bizzat uygarlığın kökeniyle iç içe. Mısır kayıtları, en az 17 tür biradan söz ediyor.
Bira, modern dünyaya yolculuğunda insanlığa yardım eden ilk içki olarak biliniyor; nedeni de insanlık geliştikçe sosyal, dinsel, ekonomik yaşamın merkezi haline gelmesi ve ilk uygarlıkların değişmez içeceği kabul edilmesi. İlk biranın tam olarak ne zaman üretildiği bilinmiyor. Fakat insan tarihinde, göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçişe tanık olan ve en çarpıcı biçimde kentlerin ortaya çıkışıyla kendini gösteren sosyal karmaşıklıkta, ani bir artışa yol açan çalkantılı bir dönemde ortaya çıktığı kesin.. Bir başka deyişle 'Bize tarih öncesinden yadigâr bir sıvı olan biranın kökeni, bizzat uygarlığın kökeniyle iç içe'... The Economist'in teknoloji editörü Tom Standage, Ahmet Fethi'nin Türkçesiyle Merkez Kitaplar arasında çıkan Altı Bardakta Dünya Tarihi kitabında "Bira icat edilmedi, keşfedildi," demekte... Benim kişisel tarihimde de bira bir 'icat' değil, şarap ve rakıdan sonra keşfedilmiş bir içki. Başta, Vatan Caddesi'nin girişinde 'Tefçi Muammer'in birahanesi olmak üzere, 60'lı yılların sonu, Aksaray meydanı bir bira mahzeni idi mesela. Türkiye'nin her tarafında olduğu gibi... Çünkü 'Bira bu kapağın altında' idi... Bira hem kendi başına içilirdi, hem içine votka katılarak 'Arjantin' olarak. Mesela, şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, Aksaray'da sahibi olduğu Kitap Kitabevi'nin kepenklerini indirdikten sonra soluğu Vatan Caddesi'nin girişinde yuvalanmış birahanelerde alırdı ve içeceği biraların 2 buçuk lira olan bedelini hemen peşin öderdi, sonradan hesap karışmasın diye... Ayrıca, bira şimdinin gençlerinin bilmediği bir biçimde, rakının 'cilası'ydı, rakıdan sonra içildiği için. Bira için Beyoğlu'na çıkmak ise ayrı bir toplumsal zenginlik göstergesiydi. Bira ile kişisel ilişkimiz bir yana, bir de kendi tarihi olmalı. Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Eren, Tarih Vakfı'nın yayınladığı Geçmişten Günümüze Anadolu'da Bira başlıklı çalışmasında biranın tarihini anlatıyor. Eren, çalışmasını iki koldan yürütüyor: Birincisinde Anadolu'da biranın tarihinin ekmeğin tarihi kadar eski olduğunu, Anadolu ve Mezopotamya'nın tarihinin bir anlamda biranın tarihi olduğunu göstermeye çalışıyor; ikincisinde sözlü tarihten de yararlanarak 'kurum tarihi' olarak Efes Pilsen'in misyonu ve vizyonunun canlı bir fotografisini çıkarıyor. Ben de uzun yıllardır biraya gönül düşürenlerden değilim. Ama içmeseniz de Altı Bardakta Dünya Tarihi ile Geçmişten Günümüze Anadolu'da Bira kitaplarını okuyun. Damağınız ve dimağınızın hemen yaz serinliğine kavuşacağını göreceksiniz...
|
|
|
|
|
|
|
|
|