Shakira'dan Çankaya'ya
Yeni yılın ilk günlerinde haber sitelerinde en çok "okunan" haberlerden biri, "Shakira'dan kalça show." Haberi tıklayınca, Latin güzel kalçalarını oynatmaya başlıyor. 15 saniye bunu izliyorsunuz. İçerik ağır değil. Daha doğrusu "haberde" içerik yok. Kalçalar ise yuvarlak mı yuvarlak. Yalnız Türkiye'de değil, tüm dünyada Irak savaşı ve terörle başlayıp Saddam'ın dramatik idam görüntüleriyle noktalanan bu yoğun ve yorgun yıl, okuru bunalttı. New York Times'dan tutun Le Monde'a kadar her yerde "light" haberler, Rusya'dan Hindistan'a televizyon kanallarında bir kaç gün öncesinden kalma bayat eğlence görüntüleri var. Türkiye'de ise erken başlayan ve gerilim tepe noktasını şimdiden geride bırakan cumhurbaşkanlığı tartışmasının verdiği benzer bir yorgunluk söz konusu. Yılbaşı gecesi ve sonraki günlerde dost ortamlarında hep Çankaya-Amerika-AK Parti-Saddam konuşuluyor. Aynı konular. Katıldığım tüm ortamlarda bulunanlar genelde AK Parti iktidarını cumhuriyet için tehdit olarak görenler ve görmeyenler olarak iki gruba ayrılıyor. Taraflar, bilinen pozisyonlarını meze, şarap ve ana yemek arasında uzun uzadıya ve bol kahkahayla tartışıyor. Türkiye'yi kurtarıyoruz, şakalaşıyoruz, arada deşarj oluyoruz. Arada biri masanın bir yerinde "Yeter artık, hep aynı konu" diye nara atana kadar, bu yorgun tartışmalar sürüyor. Uyarı gelince de İstanbul trafiği, seyahat maceraları ya da Avrupa Yakası'nda Gaffur'un son maceraları gibi bir konuya sığınıp sıyrılıyoruz "Ne olacak memleketin hali?" psikolojisinden. Yalnız benim çevremde değil, Türkiye'nin her yerinde binlerce yemek masasında aynı tartışmalar, aynı espriler, aynı argümanlar yapılıyor son günlerde. Yılbaşı bu demek. Aileler, arkadaşlar, akrabalar, bir araya geldiklerinde kendi sorunlarından ve yüzleşemedikleri hayatlarından kaçabilmek için Çankaya ya da memleketin halini konuşuyor. Sonra masada biri "yeter" diyor ve başka konulara geçiliyor. Sıradan vatandaş için, siyaset tartışması bir "eğlence", zaman geçirmek için yapılan tatlı sohbetin bir parçası. Siyasetçi içinse tam tersine, bıkıp usanmadan soluduğu kaçışı olmayan bir meslek. Belki de bu yüzden, yılbaşı ve bayramı fırsat bilen siyaset erbabı, Ankara'yı neredeyse tamamen boşalttı. Siyasetçi masalarında ise tam tersine Çankaya ve hükümet değil günlük hayata dair konular konuşuluyor. Burda amaç, memleket kurtarmak değil 2007'nin gerilim vaat eden hızlı günlerine başlamadan, biraz enerji depolayabilmek, aile ve sevdikleriyle özel anlar yaşayabilmek. Biraz olsun nefes alabilmek... Hafta ortasına gelmiş olmamıza karşın, Ankara'da hâlâ tatil rehaveti hâkim. Pazartesiden sonra, siyasi kavga ve gerilim ortamı hiçbir şey olmamış gibi tam gaz başlayacak. Ve yılbaşı masalarında aile ve dostlarla yaşanan tatlı sohbetler, silik bir anı olarak günlük koşuşturmacada kaybolup gidecek...
|