|
|
Beşiktaş, yazılmayan kurallarla yönetilir
Beşiktaş'ın duayenleri diyorlar ki; başkan Demirören 17 milyon dolar ile teslim aldığı Beşiktaş'ı 100 milyon dolar borcun altına soktu. Öyleyse bu borcu yaratan Sayın Demirören bu borcu ödemeye mecburdur. Yani sorunun çözümü şöyle: Demirören'e 3 yıl daha şans verelim. Bu 3 yıl içinde borçları da ödesin. Düşünce olarak bu formül en mantıklı, en doğru çözüm. Bu soruyu soranların iki korkusu şu: 1- Demirören bu 3 yıl içinde borcu 200 milyon dolara çıkarırsa o zaman Akaretler ve Fulya'yı satmak zorunda kalırız! Beşiktaş, Galatasaray'dan kötü olur. Tarih de Demirören'i başkan yapan bu genel kurulu asla affetmez. 2- Demirören alacağı olan 32 milyon doları istiyorum derse ne olur? Aslında herkesin söylemeye korktuğu gerçek de şu; Demirören'e güvenelim mi, yoksa güvenmeyelim mi? Aslında Beşiktaş'ta başkanlık krizinden daha önemli yönetici krizi var. Ne akılları ne de paraları olan ve isimleri, "Başkanın adamlarına" çıkan bu kişiler Demirören'in etrafını sarmışlar. Sadece rant, şöhret peşinde koşan bu kişiler toplum için de Beşiktaş'ın prestijini de yok ediyorlar. Demirören'e de en büyük zararı veriyorlar. Utanarak ve sıkılarak yazıyorum. F.Bahçe maçında Nihat Özbağ, Beşiktaş yönetimi kapıda karşılarken yanındakilere şöyle der: Gittiğim lokantada bahşiş verdiğim adamı, Beşiktaş Başkanı ile birlikte Şeref Tribünü'nde oturturken görünce üzüldüm. Sayın Demirören: Beşiktaş kulübü babanın şirketlerinden biri değil. Beşiktaş, kuralları yazılmayan kurallarla yönetilir. Dikkat!
|