|
|
Yılmaz Erdoğan ne yapsın?
HEPİMİZ Yılmaz Erdoğan'ı eleştiriyoruz. Bir Demet Tiyatro'yu yenileyemeyip, dizileri makaraya sarmak mecburiyetinde kaldığı için...Ama bir de madalyonun diğer tarafı var. atv'nin Sıla dizisini hicveden Şıra'yı sonuna kadar izlemekte zorlandım. Temposu son derece düşüktü. Başta dans sahnesi olmak üzere bölümler lastik gibi uzatılmıştı. Espri düzeyi de Yılmaz Erdoğan'a yakışmayacak kadar kötüydü. Erdoğan'ın kelimelerle dolu cebine akrep mi girmişti ne?.. "Kesin reytingleri dibe çakılır" dedim içimden. Ama ertesi gün sonuçları görünce şoka uğradım. Bir Demet Tiyatro en yüksek reytingini Şıra ile almıştı. Reyting sıralamasında ilk üçün içindeydi. Halkımızın güldürü eşiğini değerlendirmek, eleştirmek ne haddime? Ama ortada garip bur durum olduğu da gerçek. Peki bu durumda Yılmaz Erdoğan ne yapsın? Bir yanda reyting hazretlerinin sallanan kılıcı var. Zira bu ülkede uzunca bir süredir başarının karşılığı, reyting terazisinde ölçülüyor. Reyting yapmasa, programı yayından kalkacak. Öte yanda kendisinden "düzeyli mizah, çağdaş komedi" yapması bekleniyor. Bildiği işi yapıyor ama bu sefer de reyting alamıyor. Ben, Yılmaz Erdoğan'ın beslendiği sokaktan uzaklaştığı savına inanmıyorum. Yaptığı sosyal çıkışların toplumda antipati uyandırdığı tezine de... Yılmaz Erdoğan sadece "yeni televizyon düzenine" uyum sağlamakta zorlanıyor. Hepsi bu... Gelelim, televizyon dizilerine niye sardığına... Ben bunda bir anormallik görmüyorum. Toplumun neresi çarpılmışsa, mizah orada öbeklenir. Kimi dönem siyasetin mizahı tutar, kimi zaman kentli-köylü tezadının... Son dönemde insanlar en çok nelerden konuşuyor? Dizilerden... Ee, biri de çıkıp dizilerin mizahını yapmayacak mı o zaman? Geçenlerde bir okurum anlattı. Eczaneye girmiş. Önündeki yaşlı kadın, eczacıya şöyle demiş: "Oğlum, benim gözlüğüm bu akşama yetişir değil mi? Binbir Gece var da onu izleyeceğim..." Yani, Şehrazat'ı görmenin, sağlıklı yaşamaktan önce geldiği bir ülkede, dizileri değil de neyi makaraya saracaksınız, söyler misiniz?
|