Haluk Ulusoy ve Saddam Hüseyin
Kulüpler Birliği Vakfı, bir utanç kararına imza attı. Büyük bir çoğunluğu "Seçimli genel kurul olsun" deyip bunu tavsiye kararı olarak açıkladı. Oysa yaklaşık bir ay önce aynı Kulüpler Birliği Vakfı 9'a karşılık 7 oyla, Ulusoy Federasyonu'nun devam etmesi yönünde tavsiye kararı almıştı. Görünen o ki bu grupta 5-6 tane oryantal kulüp var. Rüzgara göre yönünü değişitiren, baskının ağırlığına göre farklı kararlar verebilen insanlar var. Demek ki bir takım kulüpler, bir ay önce Haluk Ulusoy'un şerrinden korkup "Ulusoy ile devam" dediler. Dün ise Bakan'dan ve devletten korkup bu sefer "Vurun Ulusoy'a" diye oy verdiler. Ama aynı insanlar televizyonlar karşısında kulüp başkanı olarak çıktıklarında mangalda kül bırakmıyorlar. İşin kötüsü Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Özhan Canaydın, dün akşam çok enteresan bir beyanatta bulundu. Federasyonla ilgili kararından önce Kulüpler Birliği'nin Bakanlar Kurulu'ndan önemli bir isteği vardı. İddaa'dan aldıkları paranın devam edebilmesi için Bakanlar Kurulu'nun kararına ihtiyacı olduğunu belirtip hükümetten yardım istedi. Özhan Canaydın kulüplere adeta öyle bir mesaj verdi ki: Ulusoy gitmezse biz bu parayı zor alırız.
F.BAHÇE'NİN YANLIŞI Diğer bir sözümüz Fenerbahçe'ye... Yaptıkları iş ne şovalyeliğe ne de mücadele ruhuna yakışır. Yıllardır Haluk Ulusoy ile savaş içinde olan Fenerbahçe, "Ulusoy gitsin mi kalsın mı?" diye tartışılacak olan Kulüpler Birliği toplantısına yine katılmadı. Aslında mevcut federasyonla en büyük problem Fenerbahçe'nin. Ama onlar yine yanlış politikalarla hem antipatik olmaya devam ediyorlar hem de birçok kulübü hâlâ karşılarına alıyorlar. Ondan sonra da "Ulusoy gitmelidir" diye haykırıyorlar.
YOKSA KARŞI DEĞİLLER Mİ? Sevgili Fenerbahçeliler, Ulusoy'un gitmesini istiyorsanız, elinizi taşın altına ilk önce siz sokacaksınız. Aksi halde böylesine sinsi politikalar ve kaçamak davranışlarla ancak sevimsiz olmaya devam edebilirsiniz. Bu durum bizde çok tuhaf düşünceler yaratıyor. Yoksa başkan Aziz Yıldırm ve yönetimi gerçekten Haluk Ulusoy'un gitmesini istemiyor mu? Yani camiaya karşı "Ulusoy gitmelidir" diye bağırırken aslında içten içe Ulusoy'un devamını mı arzuluyorlar? Çünkü Fenerbahçe şampiyon olduğunda "Biz öylesine güçlüyüz ki Ulusoy'a rağmen şampiyon olduk" diyecekler. Oysaki şampiyonluk kaybedildiğinde "Ulusoy ve yandaşları bizi yiyip bitirdiler. Şampiyonluğumuzu çaldılar" mı diyecekler? Peki şimdi ne olacak ? Görünen o ki bir kaç güne kadar yüz civarında imza toplanacak. Ondan sonra seçim kararı alınması beklenecek. Haluk Ulusoy'un tek hedefi, seçimi hazirana kaydırabilmek. Ama bunu başaramayacak gibi görünüyor.
ASIL KAVGA ŞİMDİ Fakat delegelerin de çok rahat bir şekilde imza verebileceklerini düşünmüyorum. Birçoğu baskı altında kalacak. Birçoğu "Biz imzaları verirsek ama Ulusoy gitmezse kulübümüzü darmadağın eder mi?" diye düşünecekler. Neresinden bakarsanız bakın asıl kavga şimdi başlıyor. İçlerinde ikili oynayanlar var. AK Parti'ye çok yakın olup da Sayın Mehmet Ali Şahin'e sempatik gelmek için, anti Ulusoycu gibi davranıp, kapalı kapılar ardında federasyon başkanına "Yürü Halukçuğum" diyenler var. Yani insanın insanlığından utanacağı bir otuz güne giriyoruz. Her şey bu arada şekillenecek. Daha da kötüsü, diyelim ki seçim oldu. Ya Ulusoy bir daha kazanırsa ne olacak. Diyelim ki Ulusoy aday olmuyor. İşte o zaman koltuk kavgası ya da iktidar savaşı daha da büyüyecek. Bir tarafta Hamdi Akın bir tarafta Ulusoy yandaşlarının ortaya çıkarttığı bir aday ve diğerleri.
GİDERSE IRAK GİBİ OLUR Türk futbolunda kim derse ki "Haluk Ulusoy gidince her şey süt liman olacak..." Sakın inanmayın. İşin özeti şu Haluk Ulusoy, Türk futbolunun Saddam Hüseyin'idir. Seversiniz ya da sevmezsiniz. Güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz. Ama Saddam'dan sonra Irak ne hale geldiyse Haluk Ulusoy'dan sonra da Türk futbolu, bugünkü Irak gibi olacak.
|