|
|
|
|
|
|
|
Kadınlar da bayram namazı kılmalı
Uludağ Üniversitesi (UÜ) İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz, Hazreti (Hz) Muhammed döneminde Müslüman kadınların bugünkünden daha özgür olduklarının ve daha çok hakları bulunduğunu belirterek, ''Bu haklardan biri de cemaat namazları ile cuma ve bayram namazlarına erkekler gibi katılmalarıydı'' dedi.
Yavuz, yaptığı açıklamada, Hz. Muhammed'in, özellikle kadınların, genç kızların ve çocukların bayram yerine çıkarılmasını, yapılan konuşmaları dinleyerek bilgilenmelerini ve topluma katılmalarını emrettiğini bildirdi.
Bu
dönemde kadınların sabah ve yatsı namazları dahil 5 vakit namazlarını aynen erkekler gibi camiye giderek kıldıklarını belirten Yavuz, '''Hz. Muhammed döneminde yaşayan Müslüman kadınlar, bugün yaşayan kadınlardan daha özgürdüler ve bugün var olandan daha çok haklara sahiptiler. Bu haklardan biri de cemaat namazları ile cuma ve bayram namazlarına erkekler gibi katılmalarıydı'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yavuz, Hz. Muhammed'in bu davranışıyla toplumda sosyal, kültürel ortamı mükemmel bir şekilde hazırladığını, sosyal bütünleşme, değişme ve gelişmenin oluşmasının sağladığını söyledi. Kadınların o dönemde caminin ve cemaatin vazgeçilmez bir unsuru haline geldiğini dile getiren Yavuz, şöyle konuştu:
''Ancak, peygamberimiz, bayram namazı kılınmaya başlanacağı zaman hayız (kadınlarda aybaşı) halindeki kadınların namaza katılmayıp bir kenara çekilmelerini tembih de ediyordu. Bugün peygamberimiz Hz. Muhammed'in bu emir ve tavsiyesinin tekrar yerine getirilmesi ve kadınlara bayramları eskisi gibi tam bir bayram olarak yaşama haklarının iade edilmesi en büyük temennimizdir. Kanaatimizce Diyanet İşleri Başkanlığı kadınlara bu hakkı sağlamalı, cuma ve bayram namazlarında kadınların bayram namazlarını baskı altında kalmadan ve çekinmeden rahat bir şekilde kılmalarını sağlayarak onlara dini hak ve özgürlüklerini iade etmelidir.''
Prof. Dr. Yavuz, Diyanet İşleri Başkanlığının da aslında kadınların camilere gitmeleri, cuma namazlarına katılmaları hakkında talimatlarının ve tavsiyelerinin bulunduğunu, ancak bu konunun üzerine fazla gidilmediğini savundu. Hz. Muhammed döneminde kadınların, camilere rahatlıkla gidebilirken, peygamberden bir nesil sonra, İslam öncesi dönemdeki adetlerin tekrar uygulanmaya başladığına değinen Yavuz, şöyle konuştu:
''Kadın fitne sebebi sayılmış, bu nedenle kadınların camilere cemaat namazlarına ve Cuma namazlarına gitmesi kaldırılmıştır. Peygamberimiz döneminde kadınlarla erkeklerin aynı yerlerde abdest aldıkları, 5 vakit namaza devam ettikleri hadis kaynaklarında yer almaktadır. Hatta peygamberimiz bazı sahabelerin yatsı ve sabah namazlarına hanımlarını göndermek istememelerinden haberdar olması üzerine bir konuşmasında 'Hanımları Allah'ın mescitlerine gitmekten engellemeyin, sabah ve yatsı namazlarında hanımların camiye gelmesine engel olmayın' buyurmuştur. Ancak bu nokta daha sonraki nesillerde ne yazık ki unutulmuştur. Dolayısıyla kadına İslamiyetten önceki bakış açısı ne ise, zamanla yeni kuşaklar tarafından bu bakış tekrar uygulamaya konmaya başlanmış ve bu anlayış günümüze kadar devam etmiştir.''
Yavuz, günümüzde camilerin düzeninin kadınların camiye devam etmelerine uygun olarak ayarlanmadığına işaret etti. Müslüman bir kadının bu yüzden ibadet için sürekli olarak camiye gitmesi halinde bazı sıkıntılar ve zorluklar yaşayabileceğini savunan Yavuz, ''Örneğin camiye giriş-çıkışta, kadınlara ait abdest alma yerlerinde oldukça problemler vardır. Camilerin abdest alma yerleri ve ibadet düzeni onlara göre ayarlanmamıştır. Şartlar uygun olmayınca kadının adeta camiden ayağı kesilmiş, bütün hizmetler erkeklere göre hazırlanmış, düzenlemeler erkekler düşünülerek yapılmıştır'' dedi.
Bu sebeple camilerin erkek camisi olarak algılanmaya başlandığını ifade eden Yavuz şunları kaydetti:
''Halbuki kadın, ülkemizde nüfusun yarısından fazlasını teşkil ettiğine göre, gerek ibadet hayatında gerekse sosyal hayatta ve dini hizmetlerde en az erkekler kadar hatta bazen onlardan daha çok hizmet etme şansına sahip olmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü sosyal hayatı bilen ve toplumu iyi tanıyan bir hanım, çocuklarına ve kocasına da etki etme şansına sahiptir. Kadının camiden, cemden ve cemaatten uzaklaştırılması bu şansı kaçırmamıza neden olmuştur diye düşünüyorum. Hizmetlerini ve düşüncelerini paylaştığım değerli dostum Sayın Diyanet İşleri Başkanımız Ali Bardakoğlu'nun bu konulara eğilerek hizmetlerini daha da genişleteceğine inanıyorum.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|