Hayatın sorumluluğu kendi elinizde mi?
Her gün aldığımız kararlarla hayatımızı yönlendiriyoruz. Hangi restorana gideceğimizden nereye taşınacağımıza kadar, bir seçeneği diğerine tercih ederken aldığımız kararlarla hayatımızı şekillendiriyoruz. Ama çoğunlukla karar vermekte zorlanıyoruz. Memnuniyetsizlik, endişe ve iç karmaşa yaratıyor karar verme zorluğunu. Sonuçta pek çoğumuz karar vermeyi erteliyoruz ve özellikle bazı problemleri görmezden geliyoruz. Başkalarının bizim için karar vermelerini bekliyoruz.
KOLAYA KAÇIYORUZ Her zaman bir başkasına yükümüzü vermek, daha kuvvetli bir kişinin zayıf tarafımızı toparlamasını beklemek çok kolay. Sorumluluğumuzu başkasına yıkmakla bir süre için idare ediyormuşuz gibi gelse de, uzun vadede, hayatımızın kontrolünü bir başkasının eline vermekle yaptığımız hatayı anlıyoruz. Beklentiler karşılanmamaya başlayınca veya karşımızdaki o yükü kaldıramamaya başlayınca; neden kendimizi değil de başkasını suçluyoruz hayatımızda doğru gitmeyen şeyler için? Seçimlerinizin avantaj ve dezavantajını, günlük yaşantınızı ve uzun vadeli sağlığınızı nasıl etkileyeceğini en iyi siz bilirsiniz. Eğer karar vermek için kendinizi yetersiz görüyorsanız, dışarının gürültüsünden dikkatinizi biraz alın ve içinizden gelen sese yönlendirin. Beyninizdeki konuşmalardan bahsetmiyorum, sezgilerinizi güçlendirecek duyarlılığınızı geliştirmekten bahsediyorum. Önce kendi sezgilerinize açık olun, değerlendirin. Başkalarının fikrine danışabilirsiniz; ancak onların önerileri ek bilgi olsun ve kararlarınızı kendiniz vermeyi öğrenin. Yanlış karar vermek korkusunu yenmek için de küçük adımlarla başlayın, kendinizi rahat hissettikçe de kendi hayatınızın kontrolünü kendi elinize almaya devam edin. Kendine yeterlilik hissi; ancak seçim yapacak kadar kendimize güveniyorsak oturmaya başlar. Yanlış karar vermekten de korkmayın; bazen verdiğimiz o yanlış kararlar içteki gelişimimiz, gözümüzün açılması ve sezgilerimizin kuvvetlenmesi için adım olabiliyorlar. Kendi hayatımda da hayatımın seçimini her zaman bir yakınıma bırakmayı tercih ederdim, yanlış seçim korkusundan... Farkında değildim; problemlerden kaçtıkça daha fazla yığıldıklarını göremiyordum. Başıma gelen en kötü şeyler benim içimdeki gücümü fark ettirdi ve düşündüğümden ne kadar daha kuvvetli bir insan olduğumu anladım. Seçimleriniz size ait olduğunda, aynı ortamda yaşayıp, farklı sonuçlar beklemekten vazgeçersiniz. Perspektifiniz genişler. Kararlarınız; arzularınızı, yaratıcılığınızı, farkındalılığınızı ve iç gücünüzü yansıtır. Hayatınızın akışını yönlendirme özgürlüğüne sahip olmakla, yaşam tecrübenizin daha tatmin edici olduğunu göreceksiniz. Gerçek kimliğiniz ve bu hayattan istediğiniz aynı hizada olduğunda; kendinizi daha net tanırsınız.
KENDİN İÇİN YAŞA Belki de istediğiniz gerçekten para ve güç değil ama yetişme şekliniz, başkasının sizin hayatınızı yönlendirmesi ve toplumun baskısı ile olmak istemediğiniz, hatta fark etmediğiniz birisi olmuş çıkmışsınız bile. Kendi seçimlerinizi yapmanızın önemi burada ortaya çıkıyor. 'Başkasının olmamı istediği gibi değil, kendim için yaşıyorum, olmak istediğim gibi yaşıyorum' diyebilmek. Bu ne demek? Hayatınızdan aldığınız tatmin seviyesinin yükselmesi demek...
|