Deprem
Salı gecesi deprem oldu. 4.2 büyüklüğünde olunca pek önemsemedik. Malum depremler (!) ülkesiyiz. Her ne kadar felaket yanı başımızda beklese de yokmuş gibi davranmayı tercih ediyoruz. Davranmayıp ne yapalım? Dün deprem uzmanı 4 profesör birleşip ortak bir açıklama yaptı. Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ve Prof. Dr. Okan Tüysüz (Bu kadar profesör doktor bir araya gelince, insanın saygı duruşuna geçesi geliyor, orası ayrı). Kısaca dediler ki: "Bu deprem büyük depremin öncüsü konumundadır." Açıklamayı dinlerken nefesim kesildi. Nasıl yani? Biz ailecek belki çoğunuz gibi deprem fobisiyle yaşıyoruz. Kız kardeşim şimdiden aile bireyleri için acil eylem planı bile hazırladı. "Senin evde buluşuyoruz" diye buyurdu geçenlerde. "Olası bir depremde cep telefonları çalışmayacağı için iletişim kurmak için zaman harcamayalım. Sana gelelim." Tabii herkes buyursun da... Ben evde olmayabilirim. Siz bakmayın işi şakaya vurduğuma. Ödüm patlıyor. Korkmamak mümkün mü? İstatistiklere bakılırsa bana bir şey olmasa bile, yakınlarım ya da sevdiklerimden birilerini kaybedeceğim kesin. Gel de korkma yani! En sinirimi bozan cümleye gelince: "Hemen tedbir alalım." "Ne yapalım yani?" diye bağırasım geliyor. Hem de avaz avaz! Sanki bunun bir aşısı var da biz olmuyoruz. Hadi diyelim evimle ilgili üzerime düşen her türlü tedbiri aldım. Ya depreme yolda, otobüste, çarşıda, pazarda, sinemada, hastanede yakalanırsam ne olacak? Herkesin tedbir aldığından emin miyiz? Yönetici uyuyor ve biz boyuna "Tedbir al, tedbir al, büyük deprem geliyor" ecinnisiyle sürekli dürtülüyoruz. Sinir falan kalmadı millette. Herkes birbirine ne yapacağını soruyor. Bu arada Prof. Dr. Ahmet Ercan da "Bu deprem öncü değildir" dedi. Buyurun, buradan yakın. Aralarında bile anlaşamıyorlar. Ya devlet Şengör yerine Ercan'ı dinlemeye karar verirse... İçim sıkılıyor içim. Deprem haberi okumaktan, dinlemekten, yazmaktan bile soğudum. Çözümsüz bir felaketi pişirip pişirip sunuyoruz. Balıkesir'deki 4.2'lik deprem öncüyse kapıda en az 7'lik bir deprem var demektir ki, İstanbul sıkı yıkılır. Merak ediyorum acaba bizleri yönetenler endişe duyuyor mu? Hani içlerinden idealist birkaç isim birleşip gerekli çalışmaları yapıyor mu? Biri de çıkıp artık "Her şey kontrol altında" desin. Olay kontrol altında. Değil mi?
|