| |
|
|
Bu futbol camiasına Haluk Ulusoy çok bile
AK Parti'nin iktidara geldiği günden bu yana, kötü yaptığı demeyeceğim; yüzüne gözüne bulaştırdığı üç konu var. Bunlar "THY, TRT ve TFF." THY'de Cem Kozlu ve ekibi bayrak taşıyıcı havayolumuzu tam anlamıyla uçurur ve dünya devleri arasına sokarken, iktidara gelir gelmez THY yönetimine el attılar. Gerçi Başbakan Erdoğan, Cem Kozlu'dan görevde kalmasını istedi ama ekibini görevde tutamayacağını ve yanına verilecek kişilerle çalışmak zorunda kalacağını gören Kozlu görevi bıraktı. THY bir daha dikiş tutmadı. Genel olarak kötü bir tablo çizdi, son "yok deve" rezaleti her şeyin üzerine tüy dikti. TRT'de de benzerleri yaşandı. TRT'nin durumu zaten parlak değildi ama "Daha kötüsü de olurmuş" denilecek işler yapıldı. Bütün eleştirilere rağmen en olmayacak adam göreve getirildi. Ardından film alımlarındaki rezaletler dahil pek çok iddia ortaya atıldı. Rezaleti gören hükümet genel müdürü görevden aldı ama yenisini bir türlü atayamadı. Kurum, tarihinin en kötü günlerini yaşadı, yaşıyor. Bir büyük sıkıntı da Türkiye Futbol Federasyonu'nda yaşandı. Başbakan Erdoğan, Ulusoy yönetiminden memnun değildi ama futbolun taşıdığı riskleri bildiği için doğrudan müdahil olmak istemedi. Ancak yakın çevresinin kurbanı oldu. Getirdikleri federasyon yönetimi çuvalladı. Ardından yapılan seçimde Ulusoy siyasete gol atarak başkan oldu. Dahası AK Parti futbol nedeniyle bölünür hale geldi. Şimdi yine Ulusoy'u devirme planları yapılıyor. İstifası isteniyor. Bence yanlış. Haluk Ulusoy bugünün Türk futboluna en uygun Federasyon Başkanı'dır. Ayyuka çıkan ama toplumsal uzlaşmayla örtbas edilen şike söylentileri, şampiyonluk belirleyen hakemler, tribün rezaletleriyle bugünün futbolu Haluk Ulusoy'dan fazlasını hak etmiyor. Şenes Erzik'in başkan, Zafer Yıldırım, Ali Dürüst ve Hamdi Akın gibi isimlerin yönetim kurulu üyesi olduğu bir federasyon, bu futbol camiasına iki beden büyük gelir.
|