|
|
AKLIMDA KALAN
"Babamın bavulu". Orhan Pamuk'tan hoşlanmam. Düşündükleri için değil, düşündüklerini ifade biçimini sevmem. Sanki ipiyle kuyuya inilmeyecek adam grubuna dahildir. Ama Nobel törenindeki "Babamın Bavulu" başlıklı konuşmasını sevdim. Sıcak, insani ve evrensel. Konuşmadan bölümler dinlerken keşke Pamuk'un kendisiyle barışık olduğu zamanlar daha çok olsa dedim. Onu dinlerken babamın bavulunda neler olduğunu hayal ettim. Ve o da gördü ki insanlara ne verirsen onu alırsın. Koç Holding'in iç protokolü. Aile üyelerinin şirketle nasıl ilişki içinde olacağını belirleyen iç protokol Koç Holding'i gelecekte bekleyen en büyük tehlikeye karşı çözüm girişimi. Şimdilik Vehbi Koç kültürünün hakimliğiyle ortaya çıkmayan sorun, kurumsallaşma konusunda ilerleme sağlanmazsa gelecekte bekleyen bir risk. O nedenle, iç protokol oluşturulması olası krizi önlemede önemli bir yaklaşım.
Defne Joy Foster'ın 2006 günlüğündeki sözü. Şeker, sevimli, sanki hiç büyümeyecek hissi veren Defne Joy Foster 2006 günlüğüne şöyle yazmış: "Sevdiğim yeni bir adam var. Umarım bu son olur, çok yoruldum." Başka aşkların yorgunluğuyla yeni birine yol alan kadınların aklından hep bu cümle geçer: "Lütfen bu son olsun, çok yoruldum." Bu itiraf çok hoşuma gitti Defne.
İTO'nun "Musikişinas Tüccarlarımız" albümü. Bir müzik albümü için ne itici bir ad. Olsa olsa İTO bu albümü, Bakan Ali Coşkun'un güftesi için yapmıştır. Ne kötü niyet bendeki.
|