|
|
Hayatımızın tek ölçütü reyting mi?
Reyting kelimesi hayatımıza fena halde girdi. "Fena halde" diyorum çünkü sadece televizyonda değil, hayatın her alanında başarının tek ölçütü olarak "reyting" anılmaya başlandı. Bir siyasetçinin politik başarısı bile artık reytingi ile ölçülür oldu. atv'deki Son Baskı programında sevgili meslektaşım Yılmaz Özdil, Orhan Pamuk'un başarısının, daha önceki antipatik sözlerinin gölgesinde kaldığını savunurken, ilginç bir örnek verdi. "Zamanında başında bulunduğum için iyi biliyorum. Bizim atv Ana Haber Bülteni'nin reytingleri dakikalar içinde giderek yükselir. Ama Orhan Pamuk'un konuk olduğu gün tepe üstü çakıldı, yerle bir oldu. Üstelik Orhan Pamuk, Nobel aldıktan sonra ilk kez bir canlı yayına katılmıştı. Halk onu izlemeyi reddetti..." Futbol takımlarının seyirci sayısı da son dönemlerde reytinglerle ölçülmeye başlandı. Örneğin o hafta üç takımın Avrupa Kupası maçlarının reytingleri karşılaştırılıyor ve hangi takımın daha fazla seyircisinin olduğu bu sonuçlardan çıkarılmaya çalışılıyor. Reyting belli bir yere kadar ölçü olabilir. Ama "tek ölçüt" olarak alınması, ileride tehlikeler yaratabilir. Çünkü "izlenme oranının yüksekliği" her zaman o programın ya da kişinin beğenildiğini, benimsendiğini göstermez. Reyting sadece "kelle sayısını" ifade eder. Televizyon izlerken o kellelerin içinden ne geçtiğini gösterecek bir teknolojiye henüz ulaşılmadı. Örneğin Ajdar'ın konuk olduğu her programın reytinglerini patlatması, onun sevildiğini, benimsendiğini, onaylandığını mı gösteriyor? Orhan Pamuk'u izlemeyi reddedenlerin, tercihlerini Tülin ve Caner lehinde kullandıklarını düşündüğümüzde reyting verilerinin "sosyal profil çıkarmak için" tek başlarına yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Bu nedenle reytingleri sadece "sayısal" açıdan değerlendirmek bizi her zaman doğru sonuçlara götürmeyebilir. Reytingin, hayatımızın tam orta yerine dikilip, tüm beğeni, alışkanlık, talep ve yaşam görüşümüzü belirleyen "tek kriter" olarak algılanmasını ise son derece yanlış ve tehlikeli buluyorum. Zira, son zamanlarda reyting, kaliteden de, yetenekten de, sorumluluktan da, zarafet ve kibarlıktan da önde gelen bir "değer" haline getirildi. Oysa reyting, reklamverenlerin mecra belirlemesine yardımcı olan bir istatistik veridir. Hepsi bu kadar!..
|