| |
|
|
Hayret, aynı fikirdeyiz!
Cumhurbaşkanı Sezer nihayet tarihsel gerçeklere uygun bir söz söyledi. Neydi bu? ABD'nin demokrasi getirme vaadiyle (yoksa 'bahanesiyle' mi demeli?) Irak'a müdahale etmesi hakkında şöyle dedi Sezer: "Demokrasi, her ülkenin kendi koşullarında yeşerir. Zorla, dayatma ile dışardan empoze ile demokrasi gelmez." Şimdi biraz geçmişe gidelim. ABD, daha doğrusu Bush yönetimi, "Ortadoğu'ya demokrasi getireceğim" diyerek Irak'a savaş açmıştı. Ben de bu gerekçenin anlamsız olduğunu, ABD'nin Irak'ı işgal edebileceğini, ancak demokratik bir düzen kuramayacağını yazmıştım. Bazı bilmişler de "Niye olmasın, mesela İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'ya demokrasi getirmişti" diye itiraz etmişti. Evet, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD, Almanya'da demokratik bir düzen kurdu gerçekten. Ancak bunu yapması için ortam hazırdı. Bir kere Almanya, Hitler'in iktidara gelmesinden önce zaten bir demokrasiydi. Güçlü bir sermaye sınıfı vardı. Çeşitli partiler yarışıyordu. Ayrıca savaş Almanlara, totaliter Nazi yönetiminin yanlışlığını apaçık göstermişti. Milyonlarca insanı yitirmişlerdi. Büyük kentleri tarumar olmuştu. İşte o ortamda ABD sadece ekonomik olarak değil, kurumsal ve eğitim açısından da Almanlara yardımcı oldu. Böylece günümüze kadar süren Alman demokrasisi ülkeye yerleşti. Irak'ta ise Almanya'ya benzeyen bir ortamın olmadığını biliyoruz. Bu nedenle ABD istediği kadar uğraşsın orada demokratik bir rejim kuramaz. Belki zorla bir şeyler yapar ama arkasını döndüğü an işler yine karışır. İkinci Dünya Savaşı biterken Türkiye de demokrasiye yöneldi. Evet tek partili otoriter bir rejimden çok partili bir rejime geçebildik ama o da havadan gelmedi. 1930'daki Serbest Fırka tecrübesi, zaten halkın böyle bir rejimi arzuladığını apaçık göstermişti. Ondan önce de Osmanlı Meclisi çoğulcu bir karaktere sahipti. Velhasıl Sezer'in saptaması doğrudur. Demokrasi dışarıdan getirilmez. Dışarıdan gelenlerin yapabileceği sadece kurumaya yüz tutmuş, boynu bükük demokrasi çiçeğini sulayarak yeniden canlandırmaktır. Yoktan var etmek değil.
|