Rakı kebap 'out', Chanel türban 'in'
Tatler dergisinin gezi editörü Lydia Gard, bu ayki makalesinde İstanbul'a yer vermiş. 'Türkiye pişiyor' başlığı altında yazdığı yazıda, Türkiye'nin, Milano ve New York'u aratmayan bir moda şehri olduğunu söylüyor.
Önce zenginler Makalede, İstanbul'dan önce zengin Türk aileleri tanıtılıyor. Koç, Sabancı, Eczacıbaşı gibi, ülkenin önde gelen varlıklı ailelerinin, şehre kattığı önem vurgulanıyor. Tabii bu aileler de hafiften birbiriyle kıyaslanıyor. Koç ailesi için, Türkiye'nin önde gelen hanedanı tanımı yapılırken, Sabancı'lar içinse Türk Rockefellers benzetmesi yapılıyor.
Moda
şehri Yerli modacılarımız da sonunda yabancı basında hak ettikleri yeri alıyor. Başta Hüseyin Çağlayan olmak üzere, Dice Kayek, Ümit Ünal, Atıl Kutoğlu ve Hakan Yıldırım, öve öve bitirilemiyor. Kapalıçarşı'mız ve butiklerimiz de mutlaka görülmesi gerekenler arasında gösteriliyor. Öyle ki dünyaca ünlü modacı Oscar de la Renta'nın, Antonio Marras Kenzo'nun ve hatta Dolce&Gabbana'nın da Kapalıçarşı'dan ilham aldığını, Brezilyalı ünlü manken Gisele Bündchen'in Osmanlı etkileri taşıyan kaftan bulmak için şehri karış karış gezdiğini de yine buradan öğreniyoruz.
Nişantaşı izlenimi Gard, Nişantaşı'ndaki izlenimlerini anlatırken, Chanel mağazasından çıkan, (ki maalesef İstanbul'da henüz açılmış bir Chanel mağazası yok) burnu alçıda, başı türbanlı genç kızlardan bahsediyor. Nişantaşı'nda en çok karşılaşılan bir diğer manzara ise Prada ve Blahnik ayakkabılı, göğsünde Kuranı-ı Kerim taşıyan, alışveriş yapan kadınlarmış... İstanbul'un altını üstüne getiren, didik didik her köşesini gezen dergi, bu kadar markadan sonra, özenen ama alacak gücü olmayanlar için sahte tasarımcı çantası alınabilecek yerlerin ismini veriyor.
Yeme içme dünyası Yabancı basının kebaplarımızı, tatlılarımızı yere göğe sığdıramamasına zaten alışığız. Ancak bu makalede Türk yemeklerinin ise neredeyse adı bile geçmiyor. Varsa yoksa İtalyan ve Amerikan. 360'da elit tabakanın Prada ile sabaha kadar dans ettiği ve Vougue'un yerine artık Papermoon'un in olduğu da söyleniyor. Otellerimizden de övgüyle bahsediliyor. The Doors grubunun sahip olduğu A'jia ve Serdar Bilgili'nin 2007 yılında açacağı W Hotel, Four Seasons, Ahu Aysol'un (ki parti meraklısı olarak tanımlanıyor) sahip olduğu Les Ottomans, başarılı işletme olarak tanımlanıyor. Ottoman'ın barına girmek ise 'O' beden kıyafete girmekle kıyaslanıyor.
Burcu ALDİNÇ
|