 |  |
  |
|
Değişim... Yavaş yavaş
Dünya değişirken, Türkiye gelişirken "Doğu, Güneydoğu da nasibini alıyor" elbette. Ama az az, yavaş yavaş. "Neden daha hızlı değil" diye kızabilirsiniz. Ama kızarken "özeleştiri" de şart. Doktorumuz, mühendisimiz, öğretmenimiz "oralara gitmemek için bin dereden su getirmedi mi?"
Nejat Cellek, Siirt-Şirvan'ın Belediye Başkanı. Dedesinin "3 eşi" varmış. Nejat "tek eşli." "Ya senin çocuklar" diyoruz: - Onlar ilerde ne yapacaklar? - Elbette tek evlilik... Bu çağda 2 evlilik olur mu, ayıptır.
Nejat Cellek "10 çocuk sahibi." Kızları "öğretmen, doktor" olmak istiyor. Ve babaları gibi 10 değil "en fazla 2 çocuk sahibi olmak."
- Başkan... Ya töre cinayetleri? - Artık giderek azalıyor... Diyelim ki birisi kız kaçırdı... Hemen işi töre cinayetine dökmeye gerek yok... Büyükler araya giriyor... Evlendiriyoruz.
Eskiden 70'lik adam "parayı bastırıp, 17'lik kızı alıyordu." Şimdi "tek tük... Yok gibi." Nejat Cellek: - Ayıptır, günahtır, çok çirkindir.
Nejat Cellek anlatıyor: - Adam köy korucusu... 10 çocuk sahibi... Çocuklarından biri İstanbul-Tıp'ta okuyor... Doktor çıkacak, buraya dönecek. - Onun kaç çocuğu olacak? - 1... Bilemedin 2.
Kan davaları "sona eriyor." Davalılar "barışıyor." Nejat Cellek'i dinleyelim: - Kan davalı 2 kişi vardı... Barıştırdık... Şimdi ikisi de aynı köyde korucu oldu... Sırt sırta verdiler, köyü koruyorlar... Artık her şey değişiyor. Şirvanlılar'la sohbet ediyoruz. Söz eğitimden, kız çocuklarının okula gönderilmesinden açılıyor. Köylünün biri diyor ki: - Daha önce Yatılı Bölge Okulu vardı da çocukları göndermedik mi? Öteki köylü söze karışıyor: - Devlet daha önce de köye öğretmen gönderdi... Ama gelen gitti, kimse köyde kalmadı... Öğretmen geldi de çocukları okutmadık mı?
Öğretmen "yavaş yavaş" köye gidiyor. Şirvan'ın Madenköy'ündeki "Leman öğretmen Kırşehirli." Ercan öğretmen "Malatyalı." Öğretmen gittikçe köy de, köylü de, Doğu-Güneydoğu da "yavaş yavaş" değişiyor.
|