|
|
|
|
|
|
|
Evlenme vaadinde bile bulunmuyorlar!
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'nin bu hükümet marifetiyle sürekli iffetinden bir şeyler soyunduğunu ve üstelik karşılığında hiçbir şey de alamadığını savundu. Mumcu, "Evlenme vaadinde bile bulunmuyorlar" dedi.
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, Parti Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek Türkiye'nin limanların ve havaalanlarının açılması noktasında dün ortaya attığı girişimi değerlendirdi.
Mumcu, Türkiye'nin dün dile getirdiği önerinin dünden bugüne gerçeklerin çok dışında bir algılamanın oluşturulduğunu ve Türkiye'yi orta ve uzun vadede bir zarara sürükleyeceği açık bir tavizin sanki bir fırsat taktik stratejik hamle gibi sunulduğunu söyledi.
Türkiye'nin
kendi iradesiyle bir yere gitmediğini ve iradesi dışında bir yerlere sürüklendiğini ifade eden Mumcu, bunun arkasında yatan şeyin hükümetin bir milli politika duyarlılığından yoksun olması olduğunu ve hükümetin kendisini bir şekilde meşruiyet açığının içinde hissetmesi olduğunu ileri sürdü.
Mumcu, "Hükümetin kendini içinde hissettiği güven bunalımı ne yazık ki Avrupa'nın Türkiye aleyhine kullandığı bir şantaja dönüşmektedir. Hükümet zaafının bedelini ülkeye ödetmektedir. Şantajlarla baskılarla tavizlerle bir yere doğru sürüklenmektedir. Kıbrıs konusunda ortaya koyduğu tutum bir hamle değil bir tavizdir" dedi.
İzolasyonlar kaldırılmadığı müddetçe bu öneriye gelinmiş olmasını "Vermekle hiçbir şey alamazsınız. Vermekle sadece muhataplarınızın isteme iştahını arttırırsınız" şeklinde değerlendiren Mumcu, "Düne kadar muhatap bile almadığımız Rum Kesimi'ni köşeye sıkıştırdığımız iddiasıyla kamuoyunun yanıltılması utanç vericidir. Ne yaptık da köşeye sıkıştırdık. Rum Kesimini şu ya da bu şekilde tanıyacağımızı ifade ederek mi köşeye sıkıştırdık?" diye sordu.
Türkiye'nin kırmızı çizgilerinden geriye adım atmasının ülkeyi hiçbir konuda milli politika uygulayamaz hale getirdiğini söyleyen Mumcu, bütün Avrupa'nın istekleri doğrultusunda daha fazla taviz verse ve tamamen teslim olsa dahi Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olmayacağını savundu. Mumcu, "Taviz vermeye son vermek. Sorun olarak ortaya konulan Kıbrıs konusu çözülmedikçe müzakereleri derin dondurucuya koymak gereğini açıkça ilan etmelidir" dedi.
Türkiye'nin Kıbrıs konusunda kan ve can verdiğini belirten Mumcu, "Türkiye 30 yıldır büyük fedakarlıklara katlanıyor. Ve taviz olarak dahi bir şey verilmiş olarak dahi kabul edilmeyen sözüm ona bu jestlerin alkışlanmak yerine lanetlenmesi gerekmektedir. Bu hükümetin artık hiçbir milli duyarlılığı kalmayan gayri ciddi bir hükümet olduğunu apaçık ilan etmek istiyorum. Türkiye'nin ihtiyacı sadece dik durmaktır. Türkiye asla zorlamayla getirilemeyeceği bir yere ne yazık ki şantaja açık bir hükümet yüzünden ayak oyunlarıyla getirilmektedir" diye konuştu.
Mumcu sözlerini şöyle sürdürdü: "Kıbrıs'ta daha fazlasını isteme iştahı oluşturmanın ötesinde hiçbir kazanç sağlamayacak bu girişime şiddetle karşı olduğumuzu söylüyoruz. Ve artık gelinen noktada ne yazık ki yapılması gereken şey Kıbrıs sorununu müstakil bir sorun Kıbrıs konusunu BM'nin çözümü bekleyen müstakil bir konusu olarak ilan edip AB ile görüşmelere Kıbrıs konusunda görüşmelere son vermektir. Yapmamız gereken şu: Kıbrıs'ı konuşacaksak konuşmayalım. Bunu söylemedikçe tavizin sonu gelmeyecektir."
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın girişimden haberdar olmadığı ve bunu televizyonlardan öğrendiği şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Mumcu, "Ülkelerin politikalarını evet demokratik doktrin gereği hükümetler yapar. Ülkelerin politikalarını bürokratlar değil hükümetler yapar. Meclisler yapar. Ama gelinen durum bu değil. Burada ülke politikalarının demokratik yöntemlerle hükümetler tarafından yapılıyor olması demek ülkenin demokratik birikimine ülkenin devlet birikimine arka dönülmesi demek değildir. Devlet kurumlarına ihtiyaç yoktur demek doğru değildir" şeklinde konuştu.
Mumcu, bu durumda Genelkurmay'a ve Dışişleri'ne ihtiyaç olmadığı şeklinde bir sonucun çıkacağını belirterek, "Yabancı televizyonlar marifetiyle duyuyorlarsa ortada vahim bir durum var demektir" dedi. Hükümetin milli politikalardan bihaber oluşu ve hükümetin birçok taviz verdiğini öne süren Mumcu, "Taviz vere vere varılacak yer Sevr'e kadar isteme iştahını kabartmak olacaktır" diye konuştu.
Mumcu, ayrıca AB'nin sözlü beyanın yazıya dökülmesinin istenmesini ülkenin "küçük düşürülmesinin daniskası" olarak değerlendirdi. Türkiye'nin yaptığı girişimin satranç oyununa benzetilmesini değerlendiren Mumcu, "Ortada satranca benzeyen veya en küçük bir zeka pırıltısı gösteren herhangi bir oyun görmüyorum" dedi.
Mumcu, "Benim benzettiğim durum şudur. Askerliğini yapanlar bilirler. Hep bir ağızdan Avrupa ve onun Türkiye içindeki işbirlikçileri bir aç aç temposu tutuyorlar ve Türkiye bu hükümet marifetiyle sürekli iffetinden bir şeyleri soyunuyor. Günah günah. Üstelik karşılığında hiçbir şey almıyoruz. Şunu söylemiyorlar. Evlenme vaadinde bile bulunmuyorlar." dedi.
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkide Türkiye'nin nikahlı bir ilişki namuslu bir ilişki kuralım dediğini ancak AB'nin açık seçik belgelerinde bunu kabul etmediğini savunan Mumcu, "Ben sana evlenme vaadinde bulunmuyorum ama senin iffetini istiyorum, her şeyini istiyorum denen bir yüzsüzlük ortaya konuluyor" dedi.
Piyasaların girişime olumlu karşılık vermesinin sorulması üzerine Mumcu, "Bu da utanç verici bir durum. Ülkede ekonomik gelişmeler açısından ne değişti?" diye sordu.
Durumu sıcak paraya alışmış Türkiye'nin sıcak para çıkmasına karşı reaksiyonu olarak tanımlayan Mumcu, "Türkiye'de borsa dediğiniz şey 15 kuruşluk bir spekülasyondan çok fazla değerli bir şey değildir. Ekonominin namusu terimi olan spekülasyonun çok ötesinde ahlaksız manipülasyonlar vardır" diye konuştu.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|