Teknoloji ve tenis
Önce bayanlar WTA Championships, ardından erkekler ATP Masters ile 2006 yılı turnuva serileri sona erdi. İstatistiklerin özetini söylemek gerekirse, tenis maçları dünyada büyük bir hızla değişim ve gelişim sürecinde. Bunların başında şahin gözü uygulaması var. Maç içinde topun içerde veya dışarıda olup olmadığını, elektronik gözle izleyen bir makine bu. İşin ilginci bu bir başlangıç. Aslında tenisin içindeki insana bağlı terminolojik yapıyı, alaşağı edecek bir sistem. Bir tenis maçında, tenisçi ile hakemi karşı karşıya getiren en önemli olay, içerdedışarıda tartışmasıdır. Bu karar bu tartışmayı neredeyse bitiriyor. Çünkü maç boyunca bir topun çizgilere çok yakın düşmesi ve bu düşüşün kararsızlık yaratması sıklıkla yaşanan bir olay değil. Kaldı ki bir tenisçinin her sette bu sisteme başvurması için 2 hakkı var. Üstelik haklı çıktığı sürece tenisçinin itiraz hakkı da eksilmiyor. Bu durum başka bir olayın daha yaşanmasını sağlıyor. İtiraz eden tenisçi ile kule ve çizgi hakemleri arasında bir hesaplaşma yaşanıyor. Tenisçi eliyle scoreboard'u gösteriyor. Kule hakemi de bu hareketi onaylayarak elektronik gözün scoreboard'taki şovunu başlatıyor. Bir anda herkesin gözü scoreboard'ta. Ekranda şans oyunu gibi inaut vinyeti dönüp duruyor. Sonunda scoreboard'un verdiği kararı herkes kabulleniyor.
YENİ NESİL ETKİLENİR Mİ? Bugüne kadar şahin gözü ile % 40 oranında bir kararın, tenisçileri haklı çıkardığı belirlenmiş. Bu yeniliğin özellikle gençlerin ilgisini çekeceği kesin. Ama benim başka bir endişem var. O da şu: Tenisçinin hakemle içerdedışarıda tartışması yapmasını maça aksiyon kazandırdığını düşününce, aklıma önemli isimler geliyor. Amerikalı John McEnroe, Hırvat Goran İvanisevic, Rus Marat Safin. Bu gibi isimler hakemlerle tartışmaları agresif davranışlar sergileyerek yaparlardı. Buna rağmen hırçın, yaratıcı, asi ama sempatik tenisçilerdi. Ve belkide hakemlerle girdikleri bu diyalog, onların performanslarını yukarıya çıkarıyordu. Şimdi bu teknoloji ile yukarıdaki isimlerin yeni nesil versiyonlarını kortlarda görme şansımız olur mu? Yoksa tam tersine fabrikasyon tenisçiler çoğalır mı? ÖZÜR: Yorumladığım maç yayınları sırasında, bir çok defa Amerikalı efsane tenisçi McEnroe'yu, şimdinin Wimbledon yorumcusu diye defalarca anons etmiş olmama rağmen, yazımda İngiliz tenisçisi olarak belirtmişim. Bu önemli hatam için hepinizden özür dilerim.
|