|
|
|
Evlat edinmeye "18 yaş" sınırı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evlat edinilen ile evlat edinmek isteyen kişi arasındaki yaş farkı 18'den az olmasına karşın evlat edinmeye karar veren iki ayrı yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin söz konusu kararları, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Karara göre, eşinin önceki evliliğinden olan kızını evlat edinmek isteyen bir kişi, yerel mahkemede dava açtı. Yerel Mahkeme, eşi ile kızının rızalarını alarak davayı kabul etti ve hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşti.
Açılan bir başka davada da 22 Şubat 1944 doğumlu bir kişi, 5 Ocak 1958 doğumlu bir kişiyi evlat edinmek için dava açtı. Mahkeme, davayı kabul etti. Bu hüküm de temyiz edilmeksizin kesinleşti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iki ayrı davayla ilgili yerel mahkeme kararlarının kanun yararına bozulmasını istedi.
Dosyaları
görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararlarında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 308. maddesinde, ''Evlat edinilenin, evlat edinenden en az on sekiz yaş küçük olması şarttır'' hükmünün yer aldığı anımsatıldı. Söz konusu davalarda, bu şartın oluşmadığının belli olduğuna işaret edilen kararlarda, bu hükme aykırı olarak davacının isteminin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğu vurgulandı.
EVLAT EDİNMEK İSTEYEN DİNLENMELİ
İkinci davada ayrıca, evlat edinmek isteyen kişinin dinlenilmediğine işaret eden Daire, 4721 sayılı Kanun'un 316. maddesinde, ''evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenilmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verileceğinin'' hükme bağlandığını vurguladı.
Daire, söz konusu maddede, ''araştırmanın özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulmasının gerektiğinin'' öngörüldüğünü belirtti.
Bu nedenlerle, yerel mahkemece evlat edinen kişi dinlenilmeden ve kanunun öngördüğü şekilde kapsamlı araştırma yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu vurgulandı.
(AA)
|