| |
|
|
Türkiye'den de bir Papa çıkmıştı yakın geçmişte...
Papa 16'ncı Benediktus, İslam'ı ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'i hedef alan Regensburg konuşmasını yapmış olmasaydı, bu haftaki Türkiye ziyareti kesinlikle bu tür bir gergin havada geçmeyecekti. Dünya kamuoyu bu gerçeği bilmelidir. Hata yapmayacakları varsayılan papaların da, çok dramatik hatalar yapabileceklerini, Katolikler de artık kabul etmelidir. Türkiye daha önce de papaları ağırladı. Daha da ötesi 10 yıl Türkiye'de görev yapan, Türk toplumuyla kaynaşmış ve her çevreden dostlar edinmiş olan Kardinal Angelo Roncalli, "23'üncü John" adıyla 1958'de Papa da oldu. 1881 doğumlu Roncalli, 1934'te, Atatürk Cumhurbaşkanıyken Türkiye ve Yunanistan Kardinali olarak atanmıştı. Roncalli döneminde Türkiye'deki Katolik kiliselerinde Türkçe dua edilmeye başlandı, kilise yazışmaları Türkçe yapıldı. 1939'da dönemin Fener Patriği Benjamin'le buluştu ve OrtodoksKatolik yakınlaşması için adımlar attı. 1944'e kadar Kardinal olarak bulunduğu Türkiye'de, Nazizmin karşısındaki cephenin bir üyesi olarak tavır koydu. Daha sonra Vatikan'ın Paris büyükelçisi ve arkasından da Venedik Kardinali olan Roncalli, 1958'de 77 yaşındayken Papa seçilecek ve 1963'teki ölümüne kadar hem Hıristiyan mezheplerinin, hem de farklı dinlerin diyalogu için büyük çaba harcayacaktır. Keşke şimdiki Papa Benediktus da, 23'üncü John gibi, farklı inançlara karşı hoşgörülü ve uzlaşmacı tutumuyla bilinmiş olabilseydi.
AYRIMCILIK Aslında, hoşgörüsüzlük ister papadan, isterse siyasetçilerden ve idarecilerden gelsin, bunu hoş karşılamıyoruz. Papa İslam'a karşı düşmanca düşünceleri seslendirenlerden alıntılar yaptığı zaman nasıl rahatsız oluyorsak, Türkiye'de de bazı yetkililer kendi insanlarını kamplara ayırıp, "Bu bizden, bu bizden değil" şeklinde konuştukları ve kendi toplumlarının bir bölümünü tehdit veya tehlike kapsamında sınıflandırdıkları zaman da, aynı tür rahatsızlıklar doğmaktadır. Dileriz Papa'ya karşı hissedilen sevgisizlikten, bizdeki hoşgörüsüzlüğün ve uzlaşmasızlığın temsilcileri de etkilenip, ders alırlar. Birbirini yok etmek değil "Birlikte yaşamak", siyaset ve düşünce hayatında yükselen anlayış olur. Keşke Papa Benediktus, gelmeden önce selefi 23'üncü John'un Türkiye'deki izlenimlerini o zamanki yazışmalara bakıp öğrense ve keşke sade OrtodoksKatolik yakınlaşmasına takılıp kalmasa. Ve unutulmamalı ki Başbakan Erdoğan, müteveffa Papa 2'nci John Paul'ün cenaze törenine, yanında Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve bir heyetle birlikte katılmıştı. Yani sade Papa olmak her şeye yetmiyor. İyi, uzlaştırıcı, hoşgörülü ve barışçı papa olunduğu zaman, bu unvanın içeriği, herkesi etkiliyor.
|