| |
|
|
Bu filmi kaçırırsanız yazık olur!..
SON yıllarda seyrettiğim en güzel filmlerden biri "İyi Bir Yıl!.." Ertesi sabah Londra'ya hareket ediyordum, filmden gece yarısı çıktığımda.. Mümkün olsa, gazeteye dönüp köşemi değiştirecek, "Bu filmi muhakkak görün" diye yazacaktım, geç olmadan.. Döner dönmez gazetelere baktım.. Devam ediyordu.. Hemen bilgisayarın başına geçtim, ilk yazım olarak.. Gladyatör'ü bilirsiniz değil mi?.. 2000 yılının o müthiş tarihi aksiyon filmini.. İşte o ikili, yönetmen Ridley Scott ve oyuncu Russel Crowe yeniden bir araya gelince, aklınıza her şey gelir, ama İyi Bir Yıl gelmez.. Böylesi romantik, böylesi duygusal, böylesi insanın içine sıcak sıcak akan, insanı böylesi mutlu eden, böylesi güzelliklerle dolu bir film aklınıza hiç gelmez.. Onun için diyorum işte, "Koşun, gidin" diye.. Kaçırırsanız cidden yazık olur.. Film müthiş bir borsa sahnesi ile açılıyor.. Russel Crowe'u iyi tanımanız için.. 5 dakika içinde 77 milyon dolar kazanıyor borsa dehası adam.. Hayatı para.. Her şeyi para.. Parayı, parayla kazanıyor.. Para için yaşıyor.. Yedi gün, yedi gece.. Hafta sonu tatili dahi yok.. Onun için eğlence, daha çok çalışmak, daha çok kazanmak.. Para ile ne yaptığı önemli değil.. Para kazanmak önemli.. Sonra Provence sahnesi geliyor.. Van Gogh deyince ölürüm.. Onun Provence tablosudur, beni o üzüm bağları yöresine aşık eden.. Filmde nerdeyse başrolde.. Hem tablo, hem de Provence manzaraları.. Öyle şiirsel çekilmiş ki. Geriye dönüşle, öksüz Russel Crowe'un amcası Albert Finney'le Provence'de geçen çocukluğu.. Finney İngiliz ama doğa aşığı.. Bu yüzden Provence'de bir ev almış, bağlar içinde.. Orada yaşıyor, kendi şarabını, kendi yaparak ve yeğenine yaşam dersleri vererek.. Çılgın borsacıya bir mektup geliyor bir gün.. Amcası ölmüş, bağlar ve ev ona kalmıştır.. Ne işi var onun, doğada.. Hemen yola çıkıyor, satmak için.. Ve film başlıyor.. "Her şey olgunlaşır.. Eninde sonunda" diyen film.. "Bazen, kalbi değiştirmek için, manzarayı değiştirmek gerekir" diyen film.. ..Ve o gözü paradan başka şey görmeyen, kalbinde para kazanma hırsı dışında hiçbir şey olmayan adamın değişimi başlar, adım adım.. Manzara kadar, kasabadaki garson kız Marion Cotillard da yardımcı olur değişime.. Ve de Amerika'dan çıkıp gelen ve "Ben amcanın gayri meşru kızıyım" diyen Abbie Cornish.. Russel Crowe olağanüstü oynuyor.. Avustralyalı Abbie'yi not edin.. Yakında adı yıldızlar arasına yazılır.. İyi oyuncu ve enfes bir dişi.. (Bir an için çırılçıplak görünüyor filmde, göz kırpmaya gelmez..) Ve de Fransız Marion.. Olmaz böyle şey.. Her erkeğin aşık olmak isteyeceği bir tip.. Sibel Kutman.. Doluca Şarapları'nın genç ve güzel patronu.. Yakın arkadaşım.. Beni yıllardır Bağ Bozumu'na davet eder.. Gidemem.. Bu filmi onunla seyretmek isterdim.. İlk bağ bozumuna geleceğim Sibel, bu defa..
|