|
|
|
|
|
|
|
YÖK'ten katsayı tepkisi
17'nci Milli Eğitim Şurası'nın üniversiteye giriş sisteminde uygulanan farklı katsayıyı "alan" formülüyle kaldırmasına YÖK ve rektörler komitesi tepki gösterdi.
Rektörler Komitesi, 17. Milli Eğitim Şurası'nda, ''meslek liseleri için katsayı uygulamasını kaldırmayı'' amaçlayan ve ''imam hatip lisesi mezunlarına uygulanan engelin aşılması'' olarak ünlenen temenni kararı alındığını belirterek, yüksek öğretimde onarılamayacak tahribata yol açacağını savunduğu bu temenninin kesinlikle Komitece benimsenmediğini ve Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) bu konuda bir değişikliğe gidilmeyeceğini bildirdi.
Rektörler
Komitesi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında YÖK'te toplandı. Toplantının ardından Teziç, alınan kararlara ilişkin bildiriyi okudu.Bildiride, 17. Milli Eğitim Şurası'nın, meslek liseleri için ''katsayı uygulamasını kaldırmayı'' amaçlayan temenni kararı aldığı belirtildi. Konunun alt komisyonda ele alınmasından başlanarak, Şura Genel Kurulu'nda son şeklini almasına kadar kamuoyunda ''imam-hatip lisesi mezunlarına uygulanan engelin aşılması'' olarak ünlenen temenninin benimsendiği ifade edilen bildiride, şöyle denildi:
''Rektörler Komitesi, yaklaşmakta olan 2007 ÖSS sürecini de dikkate alarak, bu konuyu da görüşmüş, öğrencilerde ve yakınlarında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla aşağıdaki açıklamanın kamuoyuna duyurulmasına karar vermiştir:
1- Mesleki eğitim ile genel eğitim; amaçları, konuları ve fiziki altyapıları farklı olan iki ayrı eğitim-öğretim alanıdır. Mesleki eğitim, uygulamaya yönelik özel bilgi ve beceri ile donatılmış ara insan gücünü yetiştirmeyi hedef alırken, genel liselerin amacı üniversiteye hazırlamaktır. Kaldı ki özellikle belirli meslek liseleri ve öğretmen liselerinin devamı niteliğinde olan eğitim fakülteleri, ilahiyat fakülteleri de mesleki ve teknik eğitim fakültelerine öğrenci yerleştirmede bu liselerden mezun olanlara özel avantaj sağlayan ek katsayı uygulaması mevcuttur.
2- Şura kararları bilindiği üzere uygulanma zorunluluğu olmayan, temenni niteliği taşıyan kararlardır. Şunu da hatırlatalım ki bu tür bir temenni kararının doğuracağı vahim sonuçlardan biri de meslek lisesi öğrencilerinin üniversiteye girebilme beklentisiyle mesleki eğitim ve öğrenimlerini sekteye uğratmaları tehlikesidir.
Rektörler Komitesi, Türk yüksek öğretiminde ve ülkemizin insan kaynağı planlamasında onarılamayacak tahribata yol açacağını düşündüğü bu temenniyi kesinlikle benimsememektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için yüksek öğretim üst kurullarının iradesi dışında girişimde bulunulması halinde, bu girişimleri engelleyebilmek amacıyla her zamanki gibi yasal zeminde bütün gayretleri sebatla sürdüreceğini ve yaklaşan ÖSS'de bu konuda değişiklik yapılmayacağını kamuoyuna açıklamayı bir görev bilir.''
"KATSAYI TÜM LİSELERE UYGULANIYOR"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, katsayının sadece meslek liselerinde değil tüm liselerde uygulandığını, yalnız İmam Hatip lisesi hedeflenerek böyle bir katsayının konmadığını ifade ederek, ''Sadece bir okula yüklenerek, bir liseyi gündeme yerleştirerek katsayı zulmünden söz etmek inandırıcı değil'' dedi.
Teziç, Rektörler Komitesi bildirgesini okuduktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Teziç, bir gazetecinin, 17. Milli Eğitim Şurasına davetli oldukları halde neden katılmadıkları sorusu üzerine, şunları söyledi:''Bu toplantıya katılmamamızın nedeni çok açık. Elimize gelen belgeler, dokümanlar incelendiğinde, bu toplantının amacının ne olduğu ortaya çıkmıştır. Bu amaç, meslek liseleri katsayısı. Dolayısıyla asıl önemlisi, İmam Hatip liselerine üniversiteye doğrudan geçiş yolunu açmaktır. Bu açıkça belirgin. Onun için, amacın belirgin olduğu durumda yapısı gereği bu amaca hizmet etme durumunda olan Şuraya katılmak, bu aracın içinde olmak, bizim için yerinde görülmemiştir. O nedenle toplantıya katılmadık. Bir amaca hizmet ederken, o aracın içinde bulunmayı doğru bulmadık.''
''ŞURADAKİ TEMENNİLERE İTİBAR ETMİYORUZ''
Teziç, bir başka soru üzerine, bunun öğrencilerin aileleri ve yakınlarında bir beklenti yaratabileceği endişesini duyuruda dile getirdiklerini belirterek, ''Bu açıklamayı yapma gereğini hissederken de şunu vurguladık: Şuranın kararları uygulanabilecek nitelikte kararlar değildir, bir temenni niteliğindedir. Bir yaptırımı olan, bağlayıcılığı olan kararlar değildir. Ama biz bu temennilere de itibar etmek istemiyoruz'' diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve üniversitelerin bütçelerinin bugün görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısına katılıp katılmayacakları yolundaki soru üzerine Teziç, ''YÖK, o görüşmelerde daima temsil edilir'' dedi. Teziç, kendisinin katılıp katılmayacağı yönündeki soruya da ''Hayır'' yanıtını verdi.
''YARGI YOLUNDA HASSASİYET OLUŞACAKTIR''
Teziç, yeni kurulan 15 üniversiteye rektör atanmasıyla ilgili yeni bir yasanın çıkarıldığı anımsatılarak, ''Yeni üretilen formülü nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna karşılık, şöyle konuştu:
''Bu konuda söyleyeceğim şudur: Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karardan farklı bir nitelik taşımıyor. Siyasi iktidarın her ne kadar bu konuda bir önerisi, tasarısı yoksa da Milli Eğitim Komisyonunda gündeme getirildi. Komisyonların kanun teklif etme yetkisi yoktur. Ama başkan, kendi adına milletvekili olarak, bu görevi yaptığını söyledi. O şapkayı taşıyan insanın bu öneriyi yapmaması lazımdır.
Siyasi kesimin üniversiteler içinde kadrolaşmasında, yapılanmasında tek etkili olma isteği zaman zaman dile getirilir. Bundan önceki kanun metni de Anayasa Mahkemesinden bu nedenle iptal edildi, YÖK'ün devre dışı bırakıldığı... Bu sefer YÖK devre içinde, ama siyasi iradenin tekrar buralarda kendi ağırlığını hissettirme arzusu var. Amaç, çok açık ortaya çıkıyor. Kamu yararını siyasi amaç için kullanıyor. Bütün kamusal işlemler kamu yararı amacıyla yapılıyor. Siyasi amaçla yaptığınız zaman bu yetki saptırması oluyor.
Bu konunun ileriki aşamada tekrar değerlendirileceği bir sürece giriyoruz. Cumhurbaşkanımızın ne düşündüğünü bilmiyorum, tabi metni değerlendirecektir. Süreç devam ederse, herhalde yargı yolu konusunda bir hassasiyet oluşacaktır.''
''YOLLAR KAPALI DEĞİL''
Teziç, bir gazetecinin, iletişim lisesi mezunu öğrencinin, katsayı nedeniyle iletişim fakültesine gitmesinin zor olduğunu ifade ederek, bu sorunun neden kaynaklandığını sorması üzerine, katsayının sadece meslek liselerine uygulanmadığını, genel lise öğrencilerinin tercih ettiği bölümlere de uygulandığını belirtti. Edebiyat alanından mezun bir öğrencinin mühendislik alanında bir tercih yapmak istediği takdirde, avantajlı katsayıdan yararlanamadığına dikkati çeken Teziç, şunları kaydetti:
''Herkesin kendi alanında tercihlerini yapması isteniyor. Çünkü, eğitim hem büyük yatırımları gerektiren bir alan, hem de çok akla uygun bir eğitim öğretim sürecine dayalı olarak öğrencilerin öğretim görmesi. O bakımdan yalnız İmam Hatip lisesi hedeflenerek böyle bir katsayı konmamıştır. Katsayıların konması öğrencilerin tercihlerinde isabetli olmaları içindir. İkincisi de burada meslek liselerinin ayrı bir yeri var. Bunlar zaten kendi alanlarında bir tercih yapacak olurlarsa, genel liselerin sahip olmadıkları katsayı avantajından daha fazlasına sahip oluyorlar.
Nihayet meslek liselerinden mezun olanların yüzde 10'u, her yıl 2 yıllık öğrenimlerinden sonra dikey geçiş sınavıyla üniversitelere yerleşebiliyorlar. Bu sayı geçen sene 7-8 bin civarındaydı. O bakımdan yollar kapalı değil. Meslek liselerinden mezun oldukları zaman doğrudan meslek yüksek okullarına sınavsız geçiyorlar. Bu avantajları gözden uzak tutmamak lazım. Sadece bir okula yüklenerek, bir liseyi gündeme yerleştirerek, katsayı zulmünden söz etmek inandırıcı değil. Kamuoyunu da yanıltan bir açıklama biçimi. Başka ülkelerde de üniversiteye girebilmek için yapılan sınavlarda hep konularına göre, öğrencilerin lisede okudukları branşlara göre değerlendirilir.''
''YAYLA'NIN AÇIKLAMASI BİLİMSEL ÖLÇÜLERDE DEĞİL''
Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla'nın İzmir'de bir konferansta Atatürk'e yönelik yaptığı konuşmanın anımsatılması üzerine de Teziç, ''Bu sözlerin değerlendirilmesini, neyi amaçladığını kendisine sorarsanız... Ben onun adına burada konuşmayı uygun görmem. Ama, basına yansıdığı kadarıyla açıklamasının bilimsel ölçülerde bir görüş açıklaması olmadığını kendi de ortaya koyuyor'' diye konuştu.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|