En kötüsü hangisi
Beşiktaş kimsenin beklemediği şekilde maçı kazanmak için oynadı. Tigana'nın ne sahasında beklemeye niyeti vardı, ne de Alex'e kelepçe vurmaya. Klasik dörtlü orta saha ile defansta ve ofansta kalabalıklaşmada sıkıntı çekmiyorlardı. Oyunlarının tek riski defanslarını öne çıkarmalarıydı. Ama bu boşlukları değerlendirecek Alex ve Deivid maçı hiç yaşamadılar ki... 50 bin kişiyi arkalarına almanın özgüveni ile daha baskılı ve tempolu oynayıp, uçurumun eşiğine gelmiş rakiplerini korkutmaları gerekiyordu. Ama oyun konsantrasyonu ve disiplini, Fenerbahçe adına ceza alanına yaklaşırken yok oluyordu. Bir de maçın içine kıdemsiz yardımcı Alper Ulusoy girdi. Birbiri ardına yanlış ofsayt bayrakları kalkmaya başladı ki, bunlardan birinde de gol vardı. İlk yarıda direk dibinden avuta giden iki net gol vuruşuyla birlikte Beşiktaş istediğini alarak bitirdi. İkinci devrede F.Bahçe'nin biraz oyunu hızlandırmak istediği anlarda, Beşiktaş'ın oyalama taktikleri devreye giriyordu. Tümer'in artan top kaybı ve Alex'in saklanarak oynamaya başlamasıyla birlikte, oyunun yükü Appiah, Tuncay ve Önder'in omuzlarına geldi. Zico 72'de Deivid-Kezman değişikliğini yaptı. Halbuki Alex ve Tümer'i çıkarıp, Mehmet Yozgatlı'yı da oyuna alarak, ikili forvete ve dörtlü orta sahaya dönebilirdi. Beşiktaş'ın Ricardinho ile gole yaklaştığı dakika, oyunun kaderini de değiştirdi. Volkan yaptığı mükemmel kurtarış ile takımını yenilgiden, teknik direktörünü de uçurumun kenarından aldı. Bitime 5 dakika kala Aurelio'nun oyuna girmesiyle Appiah sağ kulvara geldi. F.Bahçe son anları baskı ile yaşıyor ama sıfıra oynayamadığı için ceza alanına gelmeden, giremeden eriyordu. Bir hafta bu maça hazırlanan, sonuna kadar da oynayan Beşiktaş'a karşı F.Bahçe belki teknik güce sahipti ama bu inancı taşıyamadığı gibi, rakibin direncini kıracak taktiği ve hamleyi bulamadı. İlk yarı auta giden iki şut vardı. İkinci yarı Tuncay bir kez çerçeveyi buldu; Runje'yi geçemedi. Maçın sonucu dışındaki önemi, hangi takımın teknik direktörünün daha kötü olduğunun anlaşılacağıydı. Açıkçası bu da zor bir karar olmayacak.
|