| |
|
|
Nobelli yazarlar.. Nobelli çocuklar
(Bu yazı 26 Nisan 1991'de yayınlanmıştır)
Fuat Uluç'u hatırlıyorum.. Babamı.. Bugünkü Hıncal Uluç'un mimarını.. Bugün konuşuyorsam, yazıyorsam ve de kendime güveniyorsam, bunların temelini hazırlayan adamı.. Babamın hayatta en sevdiği şey, okumaktı.. Bana da onu öğretti işte.. Okuma aşkını aşıladı.. Sonra okumama göz yumdu.. Bütün çocukların harıl harıl ders çalıştığı sınav dönemlerinde bile, elimde romanla bir köşeye çekilirdim. Kızmak ne kelime.. Babamın mutluluğunu okurdum gözlerinden.. Eve her fırsatta kitap getirir, bana her fırsatta kitap hediye ederdi.. Öylesine hırsla okurdum ki.. "Ayaklı Kütüphane" idi, okuldaki takma adım.. Evdeki yüzlerce kitaplık kütüphaneyi, ilkokulu bitirmeden devirmiştim. Moliere, Shakespeare, Aristo, Sokrates okumuştum. Abdullah Ziya, Michel Zevaco, Alexandre Dumas okumuştum. Victor Hugo okumuştum.. Elime ne geçerse okumuştum.. Hiç unutmuyorum, ilkokul beşinci sınıfta iken, Dante'nin İlahi Komedya'sı geçmişti elime.. Büyük bir merak ve heyecanla, "Cehennem" bölümünü okurken, babam müdahale etmişti.. "Bunu şimdilik okuma.. Kafan karışabilir.. Büyüdüğünde oku.. Ardından Abdülhak Hamid'in Taifler Geçidi'ni de oku ama" demişti.. İlahi Komedi, sevgilisi Beatrıs'i aramaya öbür dünyaya giden Dante'nin bilim kurgu gibi serüvenleri idi, benim için o çağda.. Ve başta Hazreti Muhammed, tüm İslam ve Osmanlı büyükleri ile, Cehennem'de karşılaşıyordu Dante.. Babam, okumamı yasaklamıyor, "Kafan karışır" diyordu. Erteliyordu, kafam olgunlaşana dek.. Okudum sonunda.. Cehennem'i de okudum.. Dante'ye cevap yazan Şair-i Azam'ın Taifler Geçidi'ni de.. Bu kez, bizim büyük şair öbür dünyaya gidiyor ve Dante'ye rastlıyordu, cehennemde.. "Vay, Dante.. Sen misin, koca dahii müfteri" diyerek.. Mein Kampf da vardı, kitaplığımızda. Das Kapital de.. Zamanı gelince okuduk hepsini.. Sabah'ın "Nobelli yazarlar" dizisini duyunca aklıma geldi, bütün bunlar..Televizyon devrimini yaşadığımız şu günlerde, hele hele ekonomik sıkıntıların boyutları, insanları belki de iki işte çalışmaya zorlarken, kimin okumaya vakti ve parası var ki, diyebilirsiniz? Var.. Çocuklarımızın var.. Olmalı.. Onlara okumayı sevdirmeli, okumalarını sağlamalıyız.. Bilgili, hoşgörülü, sağduyulu, kendine güvenli çocuklar istiyorsak, onlara okutmalıyız, bunları.. Ben Nobelli yazarları çocukken okumuştum.. Okuduğum için, bugün her gece yatağa yatınca, babama teşekkür ediyorum hâlâ.. Nobel dizisini, Sabah çocuğunuza armağan ediyor, aslında.. Alın ve çocuğunuza okutun.. O da yaşadığı sürece, her gün size teşekkür edecektir.. Teşekkürler sana koca Fuat, bana okumayı sevdirdiğin için!. Fuat Uluç'un oğlu olmak, hayattaki en büyük gururumdur.. Sanırım o da yukarlarda bir yerlerde, biz dört evladı ile gurur duyuyordur..
|