|
|
Güven mi yoksa güvensizlik mi?
Anne ve babaların bu ara cevabını en fazla aradıkları soru şu: "Çocuğumuzu güvenerek mi yoksa kontrol ederek mi büyüteceğiz?" Bu sorunun gündeme gelme sebebi basit. Son dönemde internet ortamında çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarının sayısı giderek artıyor. Buna karşın ailelerin elindeki tek silah; çocuklarının iletişim trafiğini izleyebilecekleri ve bazı sitelere girmelerini engelleyebilecekleri 'Parental Control' adı verilen programlar. Ancak bu noktada da ciddi bir başka tartışma başlıyor. Bu soruyu yönelttiğim tüm anne ve babalarda kontrol duygusu ağır bastı. Hepsi 'Bu takibi çocuğa hissettirmeden yapmak' noktasında da uzlaştılar. Yani çocukların bu takipten hoşlanmayacaklarını onlar da biliyorlar. Yani güvenlik ihtiyacı bu noktada güven duygusunun önüne geçiyor. Bu fikri savunan anne ve babaların üzerinde uzlaşamadıkları tek soru duruma hangi noktada müdahale edecekleri. Örneğin, kimi "porno sitelere girmesine karışırım" diyor kimiyse "karışmam!" Buna karşın; evli olup da çocuğu olmayanların tamamına yakını bu tür programları kullanmayacaklarını söylüyorlar. Onların gerekçeleri daha basit ama anlamlı: "Bu programları ancak çocuk yetiştirme şekline güvenmeyenler kullanır." Bu yoruma 'Bekara karı boşamak kolay gelir' sözüyle karşılık vereniniz çoktur. O zaman şöyle bir soru sorulabilir: "Bizim zamanımızda internet bu kadar yaygın olsaydı acaba anne veya babamızın bizi izlemesinden hoşlanır mıydık?" Bu hem ilkesel hem de bilimsel olarak uzun uzadıya tartışılabilecek bir konu. Ancak atladığımız çok önemli bir nokta var. Şimdiki çocuklar bilgisayar konusunda hepimizin tozunu atacak kadar bilgililer. Hacker'ların çoğunun 18 yaş civarında olduğunu biliyor musunuz? Yani, şimdiki çocukların dışarıdan bir müdahaleyi fark etmemeleri ve bunu bertaraf etmemeleri neredeyse imkansız. O yüzden bu noktada 'güven duygusu', 'güvenlik ihtiyacının' önüne geçiyor.
|