|
|
Yerel yönetimler ve Beşiktaş rantı
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yerinden yönetim ilkesi gereği demokrasinin günümüzdeki en anlamlı ifadelerinden biri. İnsanların kendi yaşadıkları bölgeyi bildikleri, ihtiyaçlarını gördükleri, burayı koruyup geliştirme eğilimi içinde olduğu verili inancını da hesaba katar bu görüş. Ancak yerinden yönetimin yakın geçmişi, bu uygulamanın güçlü bir temel eğitim ve sağlıklı bir hukuk sistemi olmadan başarılı olamayacağını gösterdi. Kuşadası ve Bodrum örneklerini ele alalım. Yerinden yönetimle buralar yağma alanlarına çevrildi. Yerel halk, dağ bayır demeden arsasını ya kat karşılığı verdi ya da kooperatiflere devretti. Aşırı ve çirkin yapılaşmanın uzun vadede kendisine yaşam alanı bırakmayacağını, turizmi olumsuz yönde etkileyeceğini göremedi. Bunun için yerel yönetimler yöre halkıyla birlikte çevrenin yağmalanmasına yol açtı. Yerel yönetimler ganimet dağıtım merkezi haline geldi. Hukuk sistemi de ağır ve işlevsiz çalıştığından bu sağlıksız gelişimin önüne set çekmekte başarılı olamadı. Bugün başta kıyı kasabaları olmak üzere Türkiye'nin önde gelen yerleşim alanları bu yağma anlayışının kurbanı. Eğitimin kalitesinin giderek düşmesi, sadece ezberi hedef alması ve toplumda giderek egemen hale gelen "köye dönmeci" zihniyet her türlü değerin ayaklar altına alınmasına yol açtı. Bu anlayışın parti ve ideoloji farkı yok. Bursa'da AK Partili belediye ile İstanbul Beşiktaş'ta CHP'li belediye ile ortaya çıkıyor. Efendim, benim de 15 yıllık mahallem olan Levent'te Çiftçiler ailesine ait bir arsa var. Bu aile zamanında bölgenin önemli bölümünü satın almış, sonra da önce kooperatiflere satmış, kalan bölümünde de kat karşılığı inşaatlar yaptırmış. O dev arsalardan biri de yeşil alan ve okul alanı olarak ayrılmış. Ne zaman? Yaklaşık 35 sene önce. Bugüne kadar işbaşına gelen her belediye yönetimi, ne kadar çarpık iş yapmış olursa olsun, bu arsaya dokunmamış, dokunma cesareti göstermemiş. Şimdi Beşiktaş'ın CHP'li Belediye Başkanı İsmail Ünal buraya çok katlı bir rezidans inşaatı vermiş. Öğrenildiğine göre bu alanda 140 dairelik bir konut projesi gerçekleştirilecek ve milyonlarca dolarlık bir rant elde edilecek. Bölge halkının görüşü alınmadan, yeşil alan demeden, ahlaka ve etiğe uyulmadan alınan bir karar olduğunda tüm çevre sakinleri hemfikir. Günlerdir gönderdikleri maillerde bu konuyu vurguluyorlar. Şimdi CHP lideri iktidarı sürekli yolsuzluk vurgusu ile eleştiriyor ve iktidara "hodri meydan" çağrısı yapıyor. Kendisinin de, kendisine bağlı belediyelerde neler olup bittiğine bakmasında fayda var. CHP'nin uzak ara önde çıktığı seçim bölgesinde böyle skandallar yaşanıyor ve parti sessiz kalıyorsa, önümüzdeki seçime iyi işaret olmaz. Sayın Baykal'ın konuya bir göz atacağına inanıyoruz.
|