|
Eline, diline, beline...
|
|
Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, vergi kaçakçılığı, savaşı bile ranta dönüştürme... İsrail politikacılarının kabarık sicillerinde sadece tecavüz olayı yoktu. Cumhurbaşkanı Moşe Katsav ile o eksiği de kapanmış oldu.
Gel de sadece İsrail'in değil, hatta sadece Ortadoğu'nun değil, dünyanın da en ünlü mizahçılarından Efraim Kishon'u arama. Macaristan'da doğan, Naziler'in bu ülkeyi işgalinden sonra toplama kampına gönderilen ama bir yolunu bulup kaçmayı başaran, cellatlarına "Onların en ölümcül hataları, keskin dilli bir mizahçının paçayı sıyırmasını önleyememeleri oldu," diye nanik yapan, 29 Ocak 2005'te, "İsrail'in tam tersi; gürültüsüz patırtısız, insanın sıkıntıdan patlayacağı kadar sakin ve düzenli," diye anlattığı İsviçre'de son nefesini veren Efraim Kishon bugün sağ olsaydı, cumhurbaşkanlığı sarayındaki seks rezaletiyle kim bilir ne güzel dalga geçerdi. Tıpkı geride bıraktığı, 37 dile çevrilmiş 50 yapıtında olduğu gibi. Bugün bile gülüyorum anekdotlarını anımsadıkça. "O kadar büyük bir ülke ki bir ucundan diğerine gitmek için hayatınızın iki saat 20 dakikasını ayırmanız gerekir," dediği İsrail'i bakın nasıl anlatıyordu: "İsrail, dini eğitimin devlet bütçesinden, tüm yurttaşlara ücretsiz olan temel eğitimin ise aile bütçelerinden karşılandığı tek ülkedir. İsrail, işsizlerin grev yaptığı, tamtakır hazinesini yönetmek için iki bakanın görevlendirildiği tek ülkedir. İsrail, her annenin askerdeki oğlunun çavuşunun telefon numarasını ezbere bildiği tek ülkedir. İsrail, tufan yağmurlarıyla haritadan silinecek noktaya geldiği sırada bile sarnıç gemilerle su ithal eden tek ülkedir."
AHLAK DERSİ ÜLKESİ Dedik ya, bugünleri görmeliydi Efraim Kishon ve döktürmeliydi: "İsrail sekreterlerini yatağa atan yaşlı-başlı devlet adamlarının gençlere ahlak, erdem, eşe saygı, sadakat öğütleri verdikleri tek ülkedir." Ya da "İsrail balkondan halka namusun önemi üstüne nutuklar attıktan sonra içeri girip sekreterine tecavüz eden cumhurbaşkanına sahip tek ülkedir." Çünkü İsrail'de devletin zirvesi şu sıralar tam da Kishon'luk bir skandalla çalkalanıyor. Skandalın kahramanı İsrail'i "Uluslaşma sürecini 4 bin yıl önce tamamlayan, 2 bin yılını sürgünde geçiren ve 58 yıl önce yeniden ata topraklarında devlet kuran halk," diye anlatan Cumhurbaşkanı Moşe Katsav. Milli mönüdeki 'çillov'un vatanından gelen ve "Bir İslam ülkesinde dünyaya gözlerini açan ilk İsrail cumhurbaşkanı," olmakla övünen Moşe Katsav. İsrail tarihinin sekizinci cumhurbaşkanı Katsav, 5 Aralık 1945'te İran'ın Yezd kentinde doğdu. Desti Kebir çölünün sonunda yer alan, Zerdüştler'in kutsal kenti, Zerdüşt tanrısı Ahura Mazda'nın ateşinin hâlâ yandığı Yezd'de. Nüfusa Musa Kasap adıyla kaydı düşüldü. Sekiz çocuklu bir ailenin en büyük oğlu olarak. Yahudi ulusunun 2 bin yıllık düşünün gerçekleşmesinin, 14 Mayıs 1948'de İsrail'in kurulmasından sonra tarihi lider David Ben Gurion'un "Ata yurduna dönüş zamanınız geldi," çağrısına uyan ailesi "Vaat edilmiş topraklar,"a göç etti. Tarih: 1951. Ve Musa Kasap yeni bir kimlikle, Moşe Katsav adıyla yeni bir yaşama adımını attı. Henüz altı yaşındaydı. Bir yandan varlığını kabul etmeyen Arap ülkeleriyle savaşan, bir yandan da göçmenlere iş, aş, barınak bulmaya çalışan gencecik İsrail devleti kalabalık Katsav ailesini önce Hayfa yakınlarındaki Şar Halaya kampına yerleştirdi, daha sonra Kiryat Malaki yakınlarındaki Kastina kampına nakletti. Moşe orada, o çadır kampta büyüdü. 1964'te askere alındı. Haberleşme birimine. Orduda büyük başarı gösterdi; onbaşılığa yükseldi! Kudüs Üniversitesi'nde tarih ve ekonomi okudu. Bir yandan da yoksul ailelerin çocuklarına ücretsiz ders veriyordu. Ve de Yediot Aharonot gazetesinde çalışıyordu. 1969'da Kiryat Malaki Belediye Başkanlığı'na seçildi. Henüz 24 yaşındaydı ve İsrail'in en genç belediye başkanı olarak alkışlanıyordu. 1974'te yeniden seçildi. 1981'e kadar o koltukta kalacaktı. Arada, 1977'de Menahem Begin liderliğindeki Likud partisinden Knesset'e (İsrail Parlamentosu) girdi. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın İsrail'i ziyaret ettiği yıl. Knesset'te "30 yıllık düşmanlığa son vermeye geldim. Adil ve kalıcı bir barış teklif etmeye geldim," diyen Sedat'ı o tarihi ya da zamanın durduğu anda ayakta alkışlayan milletvekilleri arasında Katsav da vardı. Başbakan Begin onu iki kez İran'a gönderdi. Bu ülkedeki Yahudiler'i İsrail'e göçe ikna etmesi için. Şahlık rejiminin son aylarında. Humeyni'nin ayak seslerinin duyulduğu sırada. (Katsav cumhurbaşkanı olduktan sonra 1 Eylül 2003'te İsrail Radyosu'nun İran servisince hazırlanan bir programda İran'daki Yahudiler'le telefon aracılığıyla sohbet etti. İsrail ile İran arasında doğrudan telefon bağlantısı olmadığı için, program Avrupa üstünden gerçekleşti. Ilımlı molla Muhammed Hatemi döneminde göreceli bir özgürlük, hoşgörü ve çoğulculuk rüzgarlarının estiği İran'da, Katsav kendisini dinleyen bir milyonu aşkın kişiye kusursuz bir Farsça ile şöyle seslendi: "İran benim vatanım. Ailem 2 bin 500 yıl boyunca orada yaşadı. Ben İran kültürü ile büyüdüm ve bu köklü ülkenin tarihini, geleneklerini kalbimde taşıyorum." Genç politikacının yükselişi hızlı oldu: Önce çeşitli parlamento komisyonlarında görevlendirildi, sonra ayaklarının ucuna basa basa, yani kimseyi ürkütmeden hükümete girdi: Konut ve İnşaat Bakan Yardımcısı (1981- 1984), Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı (1984- 1988), Ulaştırma Bakanı (1988-1992). Knesset'te Likud grup başkanlığı. 1996'da Binyamin Netanyahu'nun hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve Turizm Bakanlığı...
SÜRPRİZ CUMHURBAŞKANI Cumhurbaşkanı Weizman'ın yolsuzluk iddiaları nedeniyle süresi dolmadan görevden ayrılması onu zirveye taşıdı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde LikudŞ onu İşçi Partili Şimon Perez'in karşısına çıkardı. Nasıl olsa kazanamaz düşüncesiyle. Çünkü o güne kadar İsrail tarihinin gördüğü yedi cumhurbaşkanının yedisi de de İşçi Partisi'nden çıkmıştı. Ama sürpriz! 31 Temmuz 2000'de parlamentoda yapılan seçimde Perez'in 57 oyuna karşılık Katsav 63 üyenin desteğini kazanmayı başardı. Ve İsrail tarihinde epeyce ilkle -bizdeki gibi- yedi yıllığına koltuğa oturdu: İlk sağcı, ikinci Seferad (Avrupa kökenli olmayan) ve bir İslam ülkesinde doğmuş ilk cumhurbaşkanı. Katsav gerek birbirini izleyen epeyce hükümetle kurduğu sorunsuz ilişkilerle, gerekse yurt dışı gezilerinde İsrail'e kazandırdığı prestijle bu övgülerine hep yenilerini eklemeyi başardı. Ta ki Lübnan savaşının başladığı geçen temmuza kadar. Başbakan Ehud Olmert'in Kudüs Belediye Başkanlığı döneminde görevini kötüye kullanıp haksız kazanç sağlamakla, Adalet Bakanı Haim Ramon'un cinsel tacizle, Knesset'in Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Sahi Hanegbi'nin rüşvetle, Enerji eski Bakanı Gonen Segev'in uyuşturucu kaçakçılığıyla, bitkisel hayattaki eski Başbakan Şaron'un oğlu Omri Şaron'un babasının seçim kampanyası finansmanını illegal bağışlarla sağlamakla, Genelkurmay Başkanı General Dan Halutz'un Lübnan savaşını tetikleyen iki İsrail askerinin Hizbullah tarafından tutsak alınmasını duyar duymaz portföyündeki tüm hisse senetlerini elden çıkarmakla, borsacıların deyimiyle 'Insider trading' (İçten bilgi) ile suçlandığı o civcivli günlerde, Katsav, Adalet Bakanlığı'na eski sekreterlerinden birinin kendisine şantaj yaptığı ihbarında bulundu. İddiasına göre, Turizm Bakanlığı döneminde yanında çalışan kadınlardan biri, cumhurbaşkanlığı sekreteryasına almadığı için kendisini rahatsız ediyordu.
ŞİKÂYETÇİYKEN ZANLI OLUVERDİ Soruşturma açıldı ve kısa süre sonra şikayetçi Katsav zanlı konumuna düşüverdi: Turizm Bakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde iki genç kadınla zorla, tehdit ederek cinsel ilişkiye girmişti meğer... Gerisi çorap söküğü gibi geldi: Katsav'ın cinsel tacizine uğradıklarını söyleyen birçok kadın tanıklık için kuyruğa girdi. Yakınları 'Komplo', 'Medyatik linç', 'Büyücü avı' diye feryat etmeye başladılar. Suçsuz olduğunu söyleyen Katsav iyi direndi. 17 Ekim'e kadar. O gün Knesset'in yeni yasama yılı başlayacaktı. Siyasi geleneklere göre açış konuşmasını -bizde olduğu gibi- cumhurbaşkanının yapması gerekiyordu. Parlamento üyelerinin önemli bir bölümü "Katsav gelirse toplantıyı boykot ederiz," dedi, bir başka bölümü "Gelirse ayağa kalkmayız, alkışlamayız," açıklaması yaptı. Sonuçta Katsav gitmeye çekindi ve İsrail tarihinde ilk kez parlamento, cumhurbaşkanının açış konuşması olmadan yasama yılına girdi. O günlerde Katsav'ı toplam beş kez sorguya çeken ve yeterli kanıta ulaşan başsavcılık iddianamesini yazmaya başlamıştı. Ve cumhurbaşkanının dokuz suç duyurusuyla mahkeme önüne çıkarılmasını istemesi kesinleşmişti: İşten kovma tehdidiyle tecavüz, terfi vaadiyle cinsel taciz (en az beş kadına), görevi kötüye kullanma, af yetkisini çıkar aracına dönüştürme (para karşılığı mahkumları affetme), telefon dinleme, cumhurbaşkanlığı ödeneğinden eş-dosta pahalı armağanlar dağıtma, adaleti engelleme vs... Şimdi 61 yaşındaki, beş çocuk babası Katsav'ın sadece çifte tecavüzden 16 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması olasılığından söz ediyor. O ise bir yandan "Bunların hepsi hikâye," diyor ama bir yandan da valizini topluyor. İsrail basını ile politikacıları ise ondan geçmiş zaman kipiyle söz etmeye başladılar bile. Yani defteri çoktan dürüldü. Eeee... Her devletin başkanı Oval Ofis'te seks yapan Bill Clinton kadar şanslı olamıyor ya da paçayı kurtaramıyor.
|